Spor lobisi Siyonist İsrail için çalışıyor...

İsrail'in Filistin'de uyguladığı 'soykırım' neticesinde şimdiye kadar 20 binin üzerinde Müslüman kardeşimiz hayatını kaybetti, 60 binden fazla yaralı var. Elbette ki İsrail bu insanlık dışı muameleyi tek başına uygulamıyor. Amerika'nın emri altında Orta Doğu'da tetikçilik yapması, bugün lobinin önemini gündeme getirmemize neden oldu. Fotoğraf karesi o kadar net ki. Düne kadar İran, Suriye ve Afganistan'da var olan ABD, Orta Doğu planı için İsrail'i kullanıyor. Akademisyen ve yazarlar, bu sürecin ABD'nin dış politikasında İsrail yanlısı olarak, maddi ve diplomatik desteğin, sadece stratejik ve ahlaki gerekçelerle sınırlandırılmaması kadar, önemli bir şekilde işletildiğini söylemekte. Bu projenin önemli bir aşaması da spor aracılığıyla gerçekleşiyor Filistin topraklarında kesintisiz devam eden soykırımlara, bir de sporun ulusal ve uluslararası kuruluşları, spor organizasyon ve faaliyetlerinde fanatik Yahudiler ve onların temsilcilerinin ne denli etkili olduğunu anlamak zor değil. Fenerbahçe-Maccabi Playtika arasındaki THY Avrupa Ligi'nin 19. hafta karşılaşması, ülkemizde güvenlik zafiyeti gerekçe gösterilerek, Litvanya'da oynanma süreci bardağı taşıran son damla oldu. Beşiktaş, Galatasaray ve Bursaspor gibi takımlarımızın sahasında, Türkiye'de oynanması gereken maçlarını Bosna Hersek, Letonya ve Sırbistan'da oynaması, yer belirleme kararlarının İsrail'den yana kullanılan, dünün devamı niteliğinde bir uygulama olduğunu görmekteyiz. Siyonist yanlısı bu lobinin UEFA, FIFA'dan sonra, basketbol yönetimin Avrupa'daki en üst çatı kuruluşu olan FIBA tarafından sergilendiğini görmekteyiz. Tüm bu yaşananların bir tek açıklaması olabilir; Spor artık 'sütten çıkmış ak kaşık' sözüyle bağdaşır-açıklanır tarafı kalmamış, Siyonist küresel güçler anlayışıyla, ekonomik, siyasal sosyal ve diğer alt başlıklariçerikler altında yönetilmektedir.

Siyonist anlayışın spor lobisi üzerinde ne denli etkili olduğunun daha iyi anlaşılması için, birkaç örnekle yazımıza devam edelim. 2017 yılındaki Anadolu Ajansında yer alan haberin içeriğinde "Filistin Spor Bakanlığı verilerine göre, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği son saldırılarda 30 spor tesisi tamamen yıkılmış, 32 sporcu ölmüş, 3 milyon doların üstünde maddi kayıp oluşmuştu" deniliyor. O dönemde FIFA yetkilileri Gazze'yi ziyaret edip, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmüştü. Bugün olmuş, İsrail soykırımı sonucu on binlerce hayatını kaybeden ve yaralanan Filistinliler için FIFA sessizliğini koruyor. Tıpkı, Birleşmiş Milletlerin (BM) bölgede 'kukla' görevine soyunduğu gibi. Benzer durum olimpiyatlar için de geçerli. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Ekim ayında aldığı kararla, Rusya Olimpiyat Komitesi'nin faaliyetlerini 'bir sonraki duyuruya kadar' askıya almıştı. Gerekçesi ise, Rusya-Ukrayna savaşı. Yaptığı uygulamada (yanlış olduğunu anlayan veya baskılara dayanamayan) IOC geri adım atarak, Rus ve Belaruslu sporcuları 2024 Paris Olimpiyat Oyunlarında 'tarafsız sporcu' statüsünde yarışabileceğini duyurmuştu. Ülkemizde yer alan Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi'nin, Filistin-İsrail ve Rusya ve Ukrayna arasında yaşananlarla ilgili bir açıklamasının olup olmadığına ben rastlamadım. Bu hususta bir açıklaması var ise, bizleri de bilgilendirirlerse, haberdar olmuş oluruz