Spor camiası, 15 bini çocuk 35 bin Filistinlinin katledilmesini görüyor mu

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne saldırılarının üzerinden tam 231 gün geçti. 7 Ekimde başlayan soykırım hız kesmeden devam ediyor. Saldırı sonrasında hayatını kaybeden masum ve mazlum sayısı 35 bin 857'ye yükseldi. Yaralı sayısının 80 bine yaklaştığı, 10 bin kişinin ise kayıp olduğu haberlerini okuyor ve izliyoruz, maalesef. Bu rakamlar resmi makamlarca açıklanıyor. Hâlâ enkaz altında ve yol kenarlarında ölülerin olduğu, İsrail güçlerinin engellemelerinden dolayı sağlık ekipleri ve sivil savunma güçlerinin cenazelere ulaşamadığı, bölgeden gelen haberler arasında yer alıyor. Siyonistlerin soykırımında bugün olmuş dur durak bilmiyor. Çoğunluğu çocuk ve kadın binlerce Müslüman kardeşimiz açlık, susuzluk, hastalık gibi insanlık dışı muameleye tabii tutuluyor. Kuvözdeki bebeklere varana kadar ölüm saçacak, hastaneleri, ibadethaneleri bombalayacak, yardım malzemesi götüren kamyonlara saldırılması, gıda sırası bekleyen masum sivillerin tepesine bomba yağdırmak gibi insanlık dışı bir hareket söz konusu. Bölge insanı can güvenliği için önce Gazze, ardından Refah'tan ayrılmak zorunda kalıyor. Refah'tan göç etmek zorunda kalanların sayısı 810 bin olarak telaffuz ediliyor. Gazze Şeridi ile Mısır arasında yer alan Refah sınır kapısı İsrail işgal güçleri tarafından kapatıldığı için, bölgeye yardım tırları ulaşamıyor. Ulaştırılan tırlar ise İsrail tarafından desteklenen milis grupları tarafından engelleniyor. Böylesine içler acısı, insanlık dışı bir durum

"UNUTULAN SOYKIRIMLAR TEKRARLANIR"

Siyonist İsraillilerin Filistin'e yönelik katliamının gündemden düşmemeli. Böyle bir durumun söz konusu olması, bölgenin unutulması, soykırımcı Siyonistlerin katliamlarına dur durak bilmeden devam etmesi manasına gelir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, her defasında İsrail'in Filistin'de gerçekleştirdiği katliama dikkat çekerken, soykırımın bitmesi için büyük bir çaba içerisinde. İyilik ödülleri töreninde yaptığı konuşmasında, gündeminde yine İsrail vahşeti ve mazlum coğrafya Gazze vardı; "Büyük bir mütefekkir ve tecrübeli siyasetçi olan Rahmetli Aliya İzetbegoviç, sadece mücadelesi değil, tavsiyeleri ve sözleri de bize örnek olmuştur. Merhum Aliya, Srebrenitsa soykırımı için şöyle demişti; 'Ne yaparsanız yapın soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır'. Evet, unutulan veya unutturulan soykırımın tekerrür etmesi kaçınılmazdır7 Ekim'den bu yana tüm dünyanın gözleri önünde Gazze'de son asrın en hoyrat soykırımlarından biri işleniyor. 15 bini aşkın çocuk maalesef katledildi, 35 bin masum şehit edildi, 80 binden fazla Filistinli yaralandı. Gazze'nin neredeyse tamamı enkaza döndü. Abluka nedeniyle zaten bir açık hava hapishanesi olan Gazze'yi son 229 günde devasa bir çocuk mezarlığına çevirdiler. Kuvözdeki bebekleri öldürecek, hastaneleri, ibadethaneleri bombalayacak, yardım malzemesi götüren kamyonlara saldıracak, gıda sırası bekleyen masum sivillerin tepesine bomba yağdıracak kadar insanlıklarını kaybettiler.." Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, Filistin Müslüman coğrafyasında yaşananlara dikkat çekip, tepkisini ortaya koyarken, bizler, sizler, onlar ne yapıyoruz acaba! "Neler yapabilir ki" sorusuna vereceğimiz cevap, Peygamber Efendimizin sözünü hatırlatıyor; "İçinizden biri bir kötülük görürse onu eliyle, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmese kalbiyle (ona karşı kin ve nefret beslesin). Bu ise imanın asgari gereğidir."

FUTBOL OKULUNA GİTMEDEN

ENKAZ ALTINDA KALAN ÇOCUKLAR

Filistinli esir Vefa el-Bus İsrailli güçleri tarafından esir alınıp, sonra serbest bıkıldı. Siyonistlerin bu kez hedefi Vefa el-Bus'un Gazze kendinin er-Rimal semtindeki evinin bulunduğu bina oldu. Bera ve Hazan, İsrail'in yağdırdığı bombalarda enkaz altında lazan 15 bin çocuktan sadece ikisi. Gazzeli anne, çocuklarını diri ya da ölü olarak bir kez olsun görmek istediğini söylüyor. Çocuklarından geri kalan oyuncak ve eşyalarına sarılarak Anadolu Ajansına konuşan acılı anne "Yetkililere ve tüm dünyaya haykırıyorum; gelin çocuklarımı enkaz altından kurtarın. İçim kan ağlıyor. Onları bir kez daha diri ya da ölü olarak göreyim. Eğer hayatlarını kaybetmişlerse, kendi ellerimle onları defnedeyim. Vefa el-Bus, oğlu Bera'nın topunu gösterip, onu futbol kulübüne kendisinin yazdırdığını dile getiriyor. Çocuklarının çocukluğunu yaşaması bir yana, enkazına dahi ulaşamayan bir annenin feryadı bu. Onlar yaşayarak imtihan oluyor, Allah'a sığınıyorlar. Bizler ise sürece ancak seyirci kalmakla yetiniyoruz. İmtihanımız büyük

"SAHALAR SIĞINAK HALİNE GELDİ"

İsrail'in Filistin'de yaşattığı soykırımı yaşayan sporcular, katliamlarla birlikte geleceklerinin harap edildiğini söylerken, hayatta kalma mücadelesinden vakit ayırıp eğitim, kariyer ve hobilere zaman ayırma gibi hayaller kuramadıklarını söylüyor. Abdullah Masala adlı bir başka Gazzeli sporcu ise AA muhabirine, 12 yaşından beri basketbol oynadığını ve saldırılar öncesi çocuklara basketbol koçluğu yaptığını söylüyor. Hayatının 7 Ekim sonrası tamamen değiştiğini kaydeden Masala, "Uygun tesisler olmadığı için antrenman yapmak imkânsız hale geldi ve Gazze'de antrenman yapacak yerlerin olmaması ve güvenlik endişeleri nedeniyle müsabakalar durdu" diyor. Masala, Gazze'de insanlar yakınlarını kaybederken "çatışmaların sona ermesi için dua etmekten başka bir şey yapılamayan bir çaresizlik ortamının" oluştuğunu belirtiyor. İsrail'in saldırılarında evini, arkadaşlarını ve ailesini kaybettiğini söyleyen Masala, "Kaybımız çok büyük. Beni eğiten antrenörüm bile şu anda yaralı ve Mısır'da tedavi görüyor"