Sözde hayvanseverlerin, Filistin duyarsızlığına ne demeli.

Durmak, düşünmek ve soluklanmadan hayatın akışına ayak uydurmaya kalkışmak, baş döndürüyor. Dönen baş olunca, akıl da suyuna kapılabiliyor, maalesef. Bu da dünya 'imtihanın' bir parçası olsa gerek. Üç günlük dünyaya geliş sebebimiz de 'imtihan' değil mi Peki, her olaydan gerekli 'dersleri' alıyor muyuz O dönen 'dolaplar' neticesinde sendelediğimizde, kendimize gelip, toparlanıp ayağa kalkmak çabası göstersek de, zorlanırız. Ayaklarınızı yere sağlam basıp ayağa kalkma çabanız, sizi bu hale düşüren anlayış tarafından hazımsızlığa neden oluyor. Yeri geliyor, ihanete uğruyorsunuz! Yapılması gerekeni düşündüğünüzde, dünyayı yaşanmaz hale getiren hayat bir anda bir film şeridi gibi gözünüzün önünde geçmekte..

Hz. Yusuf ki, O bir peygamber. Kardeşleri tarafından kuyuya atılmadı mı. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.), insanlara müjdeleyici olarak gönderilen son peygamber olmasına rağmen, görevini yaptığı sırada ayakları kan revan içinde kalmadı mı! Böylesine bir dünyada, ne yaptığımızın bilincinde olmamız, geçmişi bir daha yaşamama adına gerekli 'dersleri' çıkarmamız gerekmiyor mu! Hakk ile Batılın kıyamete kadar devam edeceğini bilmemize rağmen, "Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım" Ayet-i Kerimesine mazhar olabilmemiz, boynumuzun borcu, en önemli vazifemiz olması gerekmiyor mu Hal böyleyken, "Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır" buyuran Peygamber Efendimizin sözüne itaat etmemekte, neyin nesi! Anlamakta zorluk çekiyorsak, kafamızı 'kumdan' çıkarıp, kendimize çeki düzen vermek gerekmez mi.

Tüm bu düşüncelere durduk yere değil, geçmişte gelen ve birkaç gün içinde ülkemizde olup bitenlerle ilgili haberleri okuduktan sonra kapıldık. Güzel ülkemizde birlik ve beraberlik içinde yaşamak varken, huzur ve sükûnetle birlikte, Müslümanca yaşamayı hazmedemeyen belirli kesimler, kargaşaya çanak tutmak için, bir kez daha işbaşında. Sadece kendi içimizde, vatan topraklarında mı bu huzursuzluk. Değil tabii. Soykırımcı Siyonist Yahudiler, İsrail öncülüğünde Filistin'de kan akıtmaya devam ediyor. Bu vahşette pay sahibi olmaya çalışan haçlı ve Yahudi anlayışın hakim olduğu Batılı ülkeler, İslam coğrafyasında benim de payım olsun diye, İsrail'e silah desteğini sürdürüyor. Böylesine görüntü netken, bu soykırıma duyarsız kalıp, çıtını çıkarmayan anlayışa, meclise gelen yeni hayvan yasasına karşı, avazı çıktığı kadar seslerini yükseltenleri de ekleyebilirsiniz. Bu ayaklanış, akla uluslararası mama ve hayvan lobisini getiriyor. Bu konuda yazarımız Sayın Muhammet Kutlu'nun önceki günkü "Başıboş köpek sorunu da siyasi malzeme oldu" başlıklı, gerçekleri öğrenme adına sizlere de önereceğimiz yazısı geldi aklımıza

İşte Filistin. Mazlum coğrafyada sadece insanlar değil, sokak hayvanları da açlıktan sefalet yaşıyor. Bölgede durum öyle bir hal almış ki, mama ve hayvan lobisinin bile görmemezlikten geldiği topraklarda, Siyonistler yüzünden cesetleri kaldırılmayan şehitlerin cenazelerini, aç kaldıkları için sokak hayvanları yemeye başladı, haberlerine şahit olduk. Bu bağlamda soruyorum; Mecliste 'hayvanseverliği' kendilerine maske yapan 'sözde' hayvanseverler, Filistin'deki soykırıma neden çıtını çıkarmıyor Bunların niyetlerinin 'hayvanseverlik' olmadığı, burada da geçerli