Şeytan azapta, spor camiası nerede

Ahmet Gülümseyen

Yahudi İsrail'in Filistin'de yaptığı soykırımkatliam, bizlerin de içerisinde yer aldığı tüm dünya toplumları tarafından izlenmeye devam ediyor. Siyonist anlayışın savunmasız, mağdur ve mazlum İslam coğrafyasındaki insanlık dışı vahşeti, her geçen gün derinleşiyor. Açlık, susuzluk, hastalık, işkence ve adını sayamayacak birçok mağduriyetin hat safhaya ulaştığı bölgeden ağıt sesleri yükselmeye devam ediyor. İsrail terör örgütü tarafından kara, hava ve denizden gerçekleşen terör saldırılarında, 53 bin 822 Müslüman ölürken, 122 bin 382 Müslüman yaralandı. Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan şehit sayısı her geçen gün artıyor. Barınma, yeme ve içmeden mahrum, hastalıkla da mücadele etme mecburiyetinde kalan halk, sürekli göçe zorlanıyor. Zulüm ve mağduriyetin had safhaya ulaştığı Filistin topraklarında, İsrail terör saldırılarının daha ne kadar süreceği ise belirsizliğini koruyor! Bilinen tek bir gerçek var ki, o da dünya seyirci kaldığı Yahudi vahşetinin devam etmesi

İZZET VE ZİLLETİN NERESİNDEYİZ

Mustafa Çelik hocamızın 2017 tarihinde gazetemiz Yeni Akit'te kaleme aldığı 'Zalime merhamet mazluma ihanettir' başlıklı yazısı dikkatimizi çekiyor. Doğru sözün zamana meydan okuduğu gerçeğiyle hareket ettiğimizde, o yazıda yer alan bazı bölümleri sizlerle paylaşmak arzuluyoruz; "Yeryüzünde iyilik işleyenin mükâfatsız, kötülük yapanıncezasız kalmasıAllah'ın adaletine aykırıdır. Zalimlere karşı direniş izzet, zalimler karşısında tevazu ise zillettir Zulümden uzak kalmak, zalime boyun eğmemek ve ona karşı direnmek, insan olmanın ve Müslüman kalmanın gereğidir. Allahû Teâla şöyle buyurur: "Bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman (kahramanca birbirlerine yardım ederek) kendilerini savunurlar."(Şûra Sûresi39) Rabbimiz uyarıyor: "Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez"(Hûd Sûresi113). Zalimlere kalben sevgi göstererek meyletmek, onları desteklemek ateşe atılma sebebi olursa, vay o zalimlerin haline!.. Rasûlüllah (sav) buyuruyor: "İnsanlar, bir zalimi görür, (önlemeye güçleri yettiği halde) ona engel olmazlarsa, bundan dolayı hemen hepsi cezalanır."(Tirmizî; Tuhfetu'l Ahvezî Şerhu Câmiu't Tirmizî, 8423) "Zulüm ile âbâd olanın akıbeti berbat olur. Zalimlere meyledip yardım eden ya Firavun veya Karun olur!"

Buradan şu sonuç çıkarabiliriz. 'Benim elimden ne gelir ki' demeden sergilenecek her türlü tepkiboykotprotesto, Filistinli kardeşlerimiz için moral, katliama ortak olan İsrailli caniler için korku olur. Milyonları peşinden sürükleyen, çocuk-yaşlı-genç demeden her yaş grubunda insanın bir araya gelerek oluşturdukları bir toplumsal hareket olan spor camiasında, İsrail'e karşı gerekli protestolar-tepkiler dile getirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu şiarla hareket edenler, insanlık için örnek teşkil etmektedir

ZEHRA'NIN ALTIN MADALYASI FİLİSTİN'E

Almanya'da düzenlenen Ümitler Avrupa Kupası'nda altın madalya kazanan Fatma Zehra Meki'nin, kazandığı altın madalyayı saldırı soykırım altında olan Filistin'e armağan etmesi büyük önem taşıyor. Konya Büyükşehir Belediyespor sporcusunun 17 yaşındaki sporcusu Fatma Zehra Meki'nin, judo branşında kazandığı altın madalya sonrası konuşmasında yer alan ifadeler, gençler için de değerli; "Orada İsrailli rakibimi yenerek şampiyon oldum. Müsabakayı kazandıktan sonra ailem, hocalarım ve kendi adıma çok sevindim. O maça hem Türkiye için hem de Filistin'de haksız yere katledilen küçük çocuklar ve kadınlar için çıktım. O ekstra motivasyon sağladı. Kazandığım madalya ülkeme ve Filistin'de katledilen insanlara armağan olsun." İsrail'i uluslararası organizasyonlara dahil etmeye devam eden sporun ilgili komitelerikuruluşları bir kez daha şiddet ve nefretle kınarken, Konya Büyükşehir Belediyesi sporcusunun bu yürekten, bir o kadar cesur açıklamalarından dolayı tebrik ederken, Fatma Zehra Meki'nin bu davranışının tüm sporculara örnek olmasını temenni ediyoruz. Bu bağlamda Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi'ne (TMOK) buradan sesleniyorum. Milli Judocu Fatma Zehra Meki, yaptığı bu davranışıyla duyarlı vicdanların sesi oldu. Şimdi sıra TMOK'un belirli aralıklarla dağıttığınız Fair-Play (centilmenlik) ödüllerinden birinin Fatma Zehra Meki'ye takdim etmeleri. IOC'ye bağlı oldukları için, buna cesaret edip etmeyeceklerinin belirsizliği var, gerçeğini de belirtmekte yarar var

7. ETNOSPOR KÜLTÜR FESTİVALİNDE

GAZZELİ ÇOCUKLAR ANILDI

Dünya Etnospor Birliği tarafından düzenlenen 7. Etnospor Kültür Festivali'nde, İsrailli teröristler tarafından hunharca şehit edilen Gazzeli çocuklar unutulmadı. Yaklaşık 35 ülkenin yer aldığı ve geleneksel sporlar ve oyunlarında yer aldığı organizasyonda, siyonist İsrail'in saldırılarında şehid olan Gazzeli çocuklar anıldı. Festival alanında kurulan dayanışma obasında, Gazzeli çocukların sesini duyurmak amacıyla birçok stant açıldı. Bu sene çocukları temsilen oyuncaklar sergilenirken, Gazze'ye destek pankartları açıldı. Filistin haritasını temsilen karpuz görselinin bulunduğu Dayanışma Obası'nda Gazze yararına Filistin temalı yağlı boya resimler sergilenerek, satışa sunuldu. Boykot rehberinin de dağıtıldığı alanda İsrail saldırıları sonucu şehid olan basın mensuplarını hatırlatmak amacıyla kanlı gazeteci yeleği sergilendi.. Anadolu Ajansında yer alan haberi gördüğümüzde, spor organizasyonunda da mazlumların yanında olunulabileceğini gördük. 'Hormonlaştırılmamış spor', dediğimiz sporun özünde var olan dayanışma-kardeşlik-paylaşma olgusunun gerçeğinin yansıması, haksızlığa uğramış mağdur ve mazlum insanların sesi olunabileceğini Etnospor Kültür Festivalinde, böylelikle bir kez daha görmüş olduk. Spor Kültürü nasıl oluşur ve yaygınlaşır dediğimizde, bundan daha iyi örnek olması mümkün değil!.