LGBT sapkınlığı ve Çıldır gölünde dans
LGBT sapkınlığı ve Çıldır gölünde dans
AHMET GÜLÜMSEYEN
Batılıların sömürgeci ve emperyalist tarihinin stratejileri farklı şekillerde kendini göstermeye devam ediyor. Askeri darbeler yerini farklı yöntemlere bırakmış durumda. Müslümanların İslam'dan uzaklaşması projeleri üzerine kurgulanan bu yaklaşımın farklı alanlarında görmek zor değil. Çalışmaların ortak özelliği, toplumun temelini oluşturan aile yapısını sarsmak. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul İl Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, işin daha tehlikeli bir maceraya yöneldiğine ve aile kurumunu hedef aldığına dikkat çektiği konuşması, önem taşıyor; "Geldiğimiz noktada durum cinsiyetsizleştirme sinsiliği altında erkekleri de içine alan bir cinnete doğru evrilmeye başlamıştır. Küresel kültürün baronları tarafından LGBT sapkınlığı birçok alanda teşvik edilmekte ve özendirilmektedir. Çocuk istismarını da meşrulaştıracak kadar arsızlaşan bu sapkınlığa itiraz etmek, birçok Batı ülkesinde neredeyse imkânsızdır. Sinemadan modaya, dijital mecralardan edebiyata, siyasetten sivil topluma geniş bir yelpazede hayatımıza zerk edilmek istenen bu cinnetten milletimizi uzak tutmamız şarttır."
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın konuya bu denli hassasiyet gösterirken, spor başta olmak insanımızın katılım gösterdiği birçok alanda toplumun 'değerleri' hiçe sayılarak, batılılaşma yolunda bu denli faaliyetlere neden 'dur' denilmemesinin bir tek izahı olabilir, o da küresel güç baronlarının 'taşeronluğupiyonluğunu' yapanların, toplum içindeki uzantıları. Ortadan kaldırmak, kişisel değil insanın varoluş gayesini, insani ve vicdanı sorumluluğunu taşıyan herkesin görevi olsa gerek
CİNSİYETSİZLEŞTİRME VE
DİNSİZLEŞTİRME VURGUSU
LGBT dendiği vakit, sadece 'cinsiyetsizlik' ön plana çıkmıyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın konuya dikkat çekmesi, hemen aklımıza spor aracılığıyla 'cinsiyetsizliğin yanı sıra, 'dinsizleştirme' anlayışında işletilen sürecin önemli bir parçası olmasını getirdi. İslami değerler başta olmak üzere, dini inançla bağdaşır olmayan bu hareketlerineylemlerin, çocuk ve gençler başta olmak üzere spor aracılığıyla her yaş grubuna yönelik gerçekleştiriyor olması. Bunun en bariz örneğini son yapılan Paris Olimpiyatlarının açılışındaki 'rezalet'. Bu tür örnek gösterilecek eğilimlerin yabancı sermaye, bu sermayelerin ülkemizdeki sponsorlarının da (destekleyicileri) devreye girdiğini görüyoruz. Bu şirketlerin kimkimler olduğunu birçok kez bu yazımızda konu edinmiştik. Aynıbenzer, Türk sporunun içerisinde yer alan yabancı şirketlerin bugün