Guardiola'nın insanî Gazze mesajı İran'a düşen siyonist bombalar
Ahmet Gülümseyen
İngiltere Premier Ligi ekiplerinden Manchester City'nin teknik direktörü Pep Guardiola, İsrail'in Filistin'de yaptığı soykırımla ilgili çıkışı, çağrıörnek nitelikteydi. Başarılı teknik adam Manchester Üniversitesi'nde, fahri doktora unvanı almak için düzenlenen törende yaptığı konuşmasında, insan haklarını savunmasının bir ideoloji değil, yaşam sevgisi meselesi olduğunu ifade etti. İspanyol teknik adamın vicdanının sesini dinleyerek yaptığı bu insanî çıkışı, sadece spor camiası değil tüm insanlık adına ders niteliğindeydi. Guardiola, böyle bir çıkışın neden insanî olduğu, İsrail'i boykot ve protesto edilmesi gerektiğini "Dört yaşındaki kız ve erkek çocuklarının bombalarla öldürüldüğünü ya da hastanede hayatını kaybettiğini görüyoruz" sözleriyle açıklıyor
GUARDİOLA VİCDANLARIN SESİ OLDU
Uzmanlık alanımız olan spor konusunda yazı yazmak için klavyenin başına geçtiğimizde her defasında, Müslüman coğrafyası Ortadoğu'da karakol konumunda olan Amerika güdümlü İsrail'in, Filistinli kardeşlerimizin yaşam alanlarında meydana getirdiği tahribatvahşet geliyor, gözümüzün önüne. Hal böyle olunca da, haksızlık karşısında sessizlik, insanlığımıza yakışmayacağı düşüncesine kapılıyoruz. İngiltere Premier Ligi ekiplerinden Manchester City'nin teknik direktörü Pep Guardiola, Manchester Üniversitesi fahri doktora töreninde, İsrail soykırımına karşı çıkarak, Gazze'deki masum insanların yanında olduğunu belirten, insanlığa örnek olabilecek bir konuşma yapıyor. Yaptığı açıklamada yer alan "Bu meselenin bizim işimiz olmadığını düşünebilirsiniz ama dikkatli olun, bir sonraki dört veya beş yaşındaki çocuklar bizim olacak. Gazze'deki bebeklerin başına gelen korkunç olayları gördükten sonra her sabah uyandığımda çocuklarımı görüyorum" ifadeleri, spor camiasının ortak, bir o kadar öncü olacak, Gazze Filistin halkına destek çağrısı olmayı başardı. Darısı bizlerin, spor camiasının içerisinde yer alan insanlarımızın başına
SPOR CAMİASININ KANAYAN YARASI
Spor camiasının kanaya yarası, sportif faaliyetler adı altında gerçekleşen faaliyetlerin insani ve vicdanı değerlerle örtüşmeyen uygulamalar. Bunun en önemli sebebi, yaptırım kaynağının İslam olmaması, Müslümanlığın gerekliliğinin yerine getirilmemesi. Bugün sporun çatısı diye isimlendirilen, en üst yönetimlerine Hristiyan veya Yahudi anlayış hakîm. Buna bağlı olarak, bugüne kadar gerçekleşen birçok uygulamayla spor aracılığıyla insanlık milli ve manevi değerlerini ayaklar altına alındı. Allah (cc) Kur'an-ı Kerim'de buyuruyor, "Ey iman edenler! Yahudi ve Hristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez." (Mâide Suresi-51. Ayet) Allah (cc) bir başka Ayet-i Kerimede ise buyuruyor ki; "Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış olur." (Mâide Suresi -32. Ayet). Bugün baktığımızda sporu yöneten ve yönlendiren o anlayış acımasız bir şekilde çoğunluğu kadın ve çocuk on binlerce masum insanın canına kıyıyor. Bu da yetmiyor, çocuklar başta olmak üzere binlerce masum insanı tutuklamakla kalmayıp, insanlık dışı muamele uyguluyor. İşte o düşünceyi temsil eden anlayış UEFA, FIFA, FIBA ve IOC gibi en üst düzey spor teşkilatlarına yön veriyor. Öyle olmasa, siyonist Yahudi temsilcisi İsrail'in temsil eden takımlar ve sporcular halen uluslararası maçlarda katil terör örgütünü temsil ediyor olmazlardı, elbette. Bu bağlamda, bugün İngiltere Premier Ligi ekiplerinden Manchester City'nin teknik direktörü Pep Guardiola, İsrail'in Filistin'de yaptığı soykırımına gösterdiği tepki büyük önem taşıyor. Spor camiası içerisinde bu ve benzeri çıkışlarıntepkilerin devamının gelmesini umuyoruz