Filistin'de ölüm ve dramın yanında, bir uzvunu kaybeden on binlerce çocuk

Filistin'de ölüm ve dramın yanında, bir uzvunu kaybeden on binlerce çocuk

Ahmet Gülümseyen

Patlayan bombalar, yapılan baskınlar, Siyonist İsrail'in saldırılarda hayatını kaybeden on binlerce masum Filistinli kardeşimiz. Katil sürüsü İsrail'in bitmek bilmeyen saldırılarda, savunmasız insanların yaşadığı dram, Siyonist katliamında kan ve gözyaşı akmaya devam ediyor. Dünyanın gözü önünde sergilenen ve asrın soykırımında Müslümanların yaşadığı bu dramın ne zamana kadar devam edeceği belirsizliğini koruyor

Hava, kara ve deniz hareketiyle yıllarca uygulanan ambargodan dolayı açık hava hapishanesine dönen İslam coğrafyasında sadece İsrailli teröristler, sahip oldukları soykırımcı özellikleriyle yalnızca korunmasız insanları katletmiyor. Yılarca süren baskı ve zulümden dolayı savunmasız kalan insanların topraklarını gasp ediyor, binaları ve ekili tarım arazilerini havaya uçuruyorlar. Bölgedeki Müslüman halkı beslenme, barınma, göç ve sağlık gibi insanlık için zorunlu ihtiyaçlardan mahrum bırakmakla birlikte, İsrail hapishanelerinde işkenceye maruz bırakılan Filistinli kardeşimizi görmekteyiz

OSMANLININ BÖLGEDEN ÇEKİLMEK ZORUNDA KALMASIYLA

Siyonist anlayışın bölgedeki işgali 1900'ün başlarına dayanıyor. 1516-1917 yılları arasında Osmanlı toprakları olan bölgeden, Osmanlı çekilmeye mecbur kaldıktan sonra, Siyonist Yahudi anlayışın coğrafyada hâkimiyetinin kendini göstermeye başladığını okumaktayız. 1800'lerin ikinci yarısında Kudüs, dünyanın farklı ülkelerin rekabet ve çatışma sahalarının birine dönüşmüştü. Batılı devletler konsolosluk ve temsilcilik açmak için birbirleriyle yarışıyorlardı. Tel Aviv şehri ve Kudüs'te Yahudi Üniversitesinin kuruluşu yine 1900'lü yılların başlarına denk gelmesi, bugün nelerin yaşanabileceğinin adeta işaret fişeğiydi. (1)

DÜNYA ÇOCUKLARININ EN ÇOK UZVUNU KAYBETTİĞİ COĞRAFYA

Filistin halkının maruz kaldığı saldırılarda dikkat çekilmesi gereken bir başka konu, masum bölge insanının sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmasının yanında, sakat bırakılanlar. İsrail terör çetesi mensuplarının gerçekleştirdiği saldırılarda yüz bini geçkin yaralının çoğunluğu, bu saldırlarda gözünü, ayağını, kolunu, kısacası bir uzvunu kaybetti. 19 aya yaklaşan saldırılarda en çok etkilenen kesim çocuklar oldu. Nüfusa oranla dünya çocukları arasında en yüksek uzuv kaybı oranına sahip coğrafya. Acı ve dramın düşündürücü bir başka yanı ise uzvunu kaybeden Filistinlilerin, İsrail'in bölgedeki sağlık ambargosundan dolayı anestezi olmadan ameliyat edilmek zorunda kalınması. Mahkeme kararlarının yanı sıra, taraflar arasında yapılan ateşkesi tanımayan İsrail'in gerçekleştirdiği terör saldırıları sonucunda bölgede adeta 'engellilik salgını' yaşanıyor. Bu da saldırılar sonucunda ilk rehabilitasyon hizmetlerinin bulunmadığı için, süreç "travmatik yaralanmalar salgınına" neden olduğu şeklinde yorumlanıyor

"BACAĞIMLA BİRLİKTE, ANNEM, BABAM VE KARDEŞİM ŞİMDİ YOK"

İsrail'in Gazze Şeridi'ne açtığı savaşta tüm aile üyelerinin ve sol bacağını kaybeden 11 yaşındaki Rezzan Arafat'ın "Sahip olduğum tek şey bu koltuk değnekleri" sözleri bölgedeki Siyonist felaketini gözler önüne sermeye yetiyor. Rezzan'ın yaşadığı dram sadece bacağını kaybetmenin ötesinde, İsrail saldırıları sonucunda tüm aile üyelerini annesi, babası ve kardeşlerini kaybetmiş olması. Duygularını şöyle haykırıyor; "Şimdi tek başımayım. Annem yok, babam yok, kardeşlerim yok. Sahip olduğum tek şey bu koltuk değnekleri. Refah okulunda amcamın ailesiyle yaşıyorum. Ailemi, bacağımı kaybedecek ne suç işledim ki ben Dünyadaki diğer tüm çocuklar gibi yürümek, oyun oynamak, koşmak istiyorum. İşgalciler, en doğal haklarımdan, geleceğimden beni mahrum etti."