Fenerbahçe'nin şampiyonluk kutlamaları ve lanetlenmiş leman dergisi (1)

Fenerbahçe'nin şampiyonluk kutlamaları ve lanetlenmiş leman dergisi (1)

AHMET GÜLÜMSEYEN

Bireysel veya toplumsal, sağlıklı bir gençlik ve gelecek düşünülüyorsa, toplumun dini ve milli değerlerine yönelik her türlü değişim-gelişim ve etkinlik-faaliyetlerine dikkat etmek gerekiyor. Toplumun huzur ve güvenini iyi organize etmek gerekiyor. Bu 'demokrasi' denilen yönetim şekli, hukuk denen kurallar çerçevesinde gerçekleşiyorsa, çark herkese eşit, karşılıklı saygı ve hoşgörü dairesinde, dahası adil bir şekilde yürütülmesiyle mümkün. Aksi takdirde ne mi oluyor Bugün içinde yer aldığımız süreçte olduğu gibi toplumun milli ve manevi değerleri görmemezlikten gelinip, yok etmeye zemin hazırlanır. Bununla da kalmayıp, sonu lanetlenmiş 'lut' kavminin sapkınlarına benzeyecek şekilde, çıkmaza doğru sürüklenen bir kitleyle karşı karşıya kalırız. Söylediklerimize ne manaya geldiğini en bariz örnekleri, mevcut başkanlığını Ali Koç'un yaptığı Fenerbahçe Spor Kulübü Basketbol takımının şampiyonluğu gerekçesiyle düzenlenen kutlamalarda sergilenen lgbt propagandası rezaleti, leman isimli dergi müsveddesinin Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) ve Hz. Musa'yla ilgili yaptığı yayındaki hakareti aşan küstahlık

HUKUK GEREKENİ YAPMAZ İSE

Leman isimli sözde mizah dergisi müsveddesinin Peygamber Efendimiz'i (a.a.v.) ve Hz. Musa'yı karikatürize etmeye kalkarak, İslam karşıtlığını sergilemesi kabul edilir, affedilir yanı yok. Gerek sporumuz içerisinde, gerekse leman denen dergi müsveddesi aracılığıyla yaşananlar, hiçbir zaman 'tesadüf' olmayan, toplumumuzun değerlerine yönelik affedilmemesi gereken ayrıştırıcı ve kışkırtıcı, dahası toplumun sinir uçlarıyla oynanması anlamına gelmektedir. Ne demek dini değerlerin aşağılanması, Müslümanların vicdanlarında derin yaralar açan provokasyon (bölücü-kutuplaştırıcı-kırıcı-kışkırtıcı) amaçlı, lanetlenmesi gereken eylem-hareket-icraata cüret etmek. Dini, inanç ve milli sadakat ehli toplumumuzun büyük bir kesimi tarafından kabul edilmeyen böylesi, bir adil olmayan harekete nasıl cüret edilebilir, şeklinde vatandaşın aklındaki soru işaretine cevap bulunması gerekmektedir. Böylesi durumların bir daha yaşanmaması için, caydırıcılık açısından kesin çözüm içeren bir eylem planı olmalı. Madem bu benzeri vatandaşın ifade ettiği gibi, hukukun yaptırımı gerekli neticeyi vermiyorsa, yapılanların infazı vatandaşa bırakılacaksa, nerede kaldı sizin hukukunuz.

Hukuk denildiğinde, yine vatandaş haklı olarak soruyor "Devleti yönetenlere yönelik koruma kanunları çıkarılıyor da, ülkenin dini kutsallarına, Peygamber Efendimize (s.a.v.) yönelik neden koruma kanunun çıkarılmıyor