Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, gazetemizin 28. Yıldönümü, Üstad Hasan Karakaya'nın Hakk'a yürüyüşünün 6. Yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törene katılarak, takdire şayan 'ahde vefa' örneği sergiledi. Suudi Arabistan ziyaretinde Cumhurbaşkanımız yanında olan Hasan Karakaya'nın hatırasına sahip çıkan anlamlı program dolayısıyla Akit Medya Grubu'na teşekkür ederek programa başlayan Erdoğan, rahmetli Hasan Karakaya Hocamızdan mümtaz bir isim ve yiğit bir gazeteci olarak söz etmesi, değerli büyüğümüz Mustafa Karahasanoğlu Ağabeyimizin belirttiği gibi 'vefanın sadece İstanbul'da bir semt adının olmadığı'nın en güzel ifadesiydi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suudi Arabistan ziyaretinde ebedi aleme göç eden Üstadımız Hasan Karakaya için ifade ettiği şu sözleri o kadar değerli, o kadar kıymetli ki; "Şüphesiz ki bizler ölüme inanmış insanlarız. Hele hele Medine-i Münevvere'de Ashab-ı Suffe'de sohbeti yap, ondan sonra böyle bir kalp krizi neticesinde Hakk'a yürü. Gerçekten Hasan Karakaya kardeşimiz kaleminin ciddi manada silahşoruydu. Üstadın ifadesiyle; 'Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsınGündüz geceye muhtaç bana da sen lazımsın' dediği gibi Hasan Karakaya kardeşim de aynen bu ifadelerin kalemiydi..." Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hz. Peygamber'in bir hadis-i şerifinde, hayat ve ölüm arasındaki irtibatı "İnsan nasıl yaşarsa, öyle ölür. Nasıl ölürse öyle dirilir. Nasıl dirilirse öyle haşrolur" şeklinde tarif ederken, uzun olduğu kadar içtenlik ve duygusal yüklü konuşmasının her bir cümlesindeki ayrıntı, günümüzde en çok aranan 'ahde vefanın' ne kadar önemli olduğunun yansıması oldu Allah (cc) Üstad Hasan Karakaya Hocamızdan razı olsun, ebedi aleme göç eden gazetemizin diğer çalışanları ve ölmüşlerimizin mekânları cennet eylesin. Rabbim, mazlumun yanında zalimin karşısında bir duruş sergileyen gazetemiz Yeni Akit'e nice 28 yıllar nasip etsin inşallah Ahmet Gülümseyen olarak 1993 yılında gönüllü spor muhabirliğiyle başladığımız spor gazetelerinin 'magazin' dünyasından uyanmasıyrılma ve Akit Gazetesiyle tanışmamız 1997 yıllarına denk geliyordu. Aradan geçen 25 yılda, yapmaya çalıştığımız, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'nın da ifade ettiği gibi 'Gazetecilik mesleğini hakikat avcılığı olarak gören dirayetli bir insandı' tanımına muhatap Üstad Hasan Karalaya Hocamız gibi örnek şahsiyetlerin neferleri olma gayretiyle, bu mesleği layıkıyla yerine getirebilme uğraşındayız. Niyet ve akıbetimiz hayr olur inşallah Bugün yazımızın kaynağını, Cumhurbaşkanımızın katılım sağladığı o anlamlı, bir nesillere