Engellileri, Dünya'da 1 gün, Türkiye'de 365 gün hatırlamak

Engellileri 'bir' kez daha hatırladık, 3 Aralık. Nasıl hatırlanmayalım ki, Birleşmiş Miletler (BM) 1992 günü aldığı bu karar, gerçekleştirilen 'algı' neticesinde, adeta gelenek haline dönüşüyor. Karardaki amaç, tün dünyadaki engelli insanları hatırlamak ve problemlerine dikkat çekmek. Bir gün sonrasında ne olursa olsun, anlayışının yaşandığı bir süreç. Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, şu günü, bu günü. BM aşkına engellileri bir gün dahi olsa hatırlamak yetiyor, 364 günü ise ne olursa olsun, anlayışının hüküm sürdüğü, bir zaman dilimi oluşturulmaya çalışılıyor. Söz konusu Birleşmiş Milletler (BM) olunca üzerinde durmak ve düşünmek, toplumun hangi ortak değerleri üzerinde ayrıştırıcı bir tutum sergilediğini bilmek gerek. 1945 tarihinde kurulan BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi İngiltere, ABD, Rusya, Birleşik Krallık, Fransa ve Çin. Bu ülkelerin bir araya gelerek sözde güç oluşturuyor. Bu gücü oluşturan ülkelerin, Müslüman ülkeleri başta olmak üzere Dünya yüzündeki 'tahribatını', sağduyu sahibi görüyor ve biliyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın Dünya Ekonomik Formu'ndaki 'one minute' çıkışı, her defasında 'Dünya beşten büyüktür' mesajını anlamak önemli. 3 Aralık 2017, yani bundan tam 5 yıl önce yine bu satırlarda, engellilerin 365 gün hatırlanmasının önemiyle ilgili yazımız da yer alan Birleşmiş Milletlerle (BM) ilgili düşüncelerimizi, unutulmaması adına hatırlatmakta yarar görüyoruz.; "Alınan kararın amacı sözde, tüm dünyadaki engelli insanların problemlerine dikkat çekmek ve onları anlamaya çalışmak. Bu tanım ve ifadeleri okurken, Suriye'deki savaşta 15 yaşındayken sırtından vurulup, belden aşağısı felç kalan Adnan'ın hayata tutunma çabasının hikâyesini, savaştan kaçan ve sahile vuran çocuk cesetlerini hatırladım. Evet, bugün, İslam coğrafyasını kan gölüne çeviren Avrupa'nın, engellileri hatırladığı bir gün..." Bugün 'engelliler günü' deyip geçmişi unutur, bugünü iyi değerlendirmezsek, geleceği nasıl güvence altın alabilir ki!.! CUMA HUTBESİNDE BU HAFTA; 'ENGEL OLMA, FARKINDA OL' Yaratılan her varlık değerlidir. Engelli vatandaşlarımız elbette ki hatırlanmalı. Hak ve hakikat ehli, gönül sultanlarımızdan Yunus Emre'nin dediği gibi 'Yaratılanı sevdik, yaratandan ötürü'. Bu hatırlanma sadece yılda bir gün değil yılın her günü olmalı, yetmez, onların da hayatın önemli bir parçası olduklarını önemine dikkat çekmemiz gerekiyor. Müslüman olarak, inancımız bunu gerektiriyor. Diyanet İşleri Başkanlığı 'engellilik' konusuna dikkat çekmek adına, Cuma hutbesinin bu haftaki konusu 'Engelli Olma Farkında Ol' idi. Müsaadeniz ile Cuma hutbesini, paylaşmak istiyoruz. Hutbede kaynağı Kur'an ayetlerinin oluşturduğu, Asr-ı Saadet ve Osmanlı döneminde 'engelli' bireylerin toplumdaki kazandıkları değeri yansıtmaktadır. Diğer türlü 'Vay efendim bugün Engelliler günü, gelin bugün için onları hatırlayalım!' düşüncesine kapılmak, kendi ifadeleriyle 'Engel olma yeter!' yaklaşımına her defasında dikkat çeken özel gereksinimli (engelli) bireylere, en büyük haksızlık olur. Bugün köşemizi Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu haftaki engellilerle ilgili Cuma hutbesine ayırırken, engelli kardeşlerimizin çalışma alanımız olan hareket ve egzersiz (spor) yaparken, Kur'an ve Sünnet'e göre yapmaları, önemli bir konu. Engelli bireylerin spor yaparken uymaları gereken İslami kaidelerin neler olduğu hususunda, Diyanet İşleri Başkanlığı'na danışılmasında yarar var. Diğer türlü, spor aracılığıyla sağlımızı güvence altına alırken, İslami hassasiyetimizi (maneviyat) tehlikeye atmayalım. Yazdıklarımızyazacaklarımız hayırlara vesile olsun inşallah; " Muhterem Müslümanlar! Cenâb-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır:' '? ?'? ' '"Biz, insanı gerçekten en güzel biçimde yarattık." 1 '?'???"Andolsun bizinsanoğlunu şerefli kıldık." 2 Bu ayet-i kerimeler bize insanın en güzel şekilde yaratıldığını haber vermektedir. Onun canlılar arasında saygın bir yere sahip olduğunu hatırlatmaktadır. Ancak, insanın saygınlığı, bedenî özelliklerinde, makam ve şöhretinde, mal ve mülkünün çokluğunda değildir. Dinin emir ve tavsiyelerine uyma, haram ve günahlardan kaçınma hususunda gösterdiği sorumluluk bilincinde, yani takvasındadır. Nitekim Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Allah katında en değerli olanınız O'na itaatsizlikten en çok sakınanınızdır" 3 Aziz Müminler! İslam'a göre fiziksel açıdan sağlıklı olmak bir üstünlük vesilesi değildir.