Engelliler sporunun geride kalan 2025 yılı ve maneviyattaki yeri
Ahmet Gülümseyen
Hareket eğitimi ve sporun engelliler içinde büyük öneme sahip. Miladi takviminde bir yıl daha geri kalırken, geride bırakılan yılın engelli sporu için nasıl geçtiğini, anlayarak 'okumak' büyük önem taşımaktadır. Artı ve eksileriyle, sürecin yansımalarını iyi analiz edip, ilgili ve yetkililerin, sorumlularını neleri üstlendikleri, sorumluluklarının ne kadarını yerine getirip getirmediklerini öğrenmemizi kolaylaştıracaktır. Bir uzvu olmayan veya var olan uzuvlarını tam olarak kullanamayan bireylerin toplumda yeri, beceri ve başarılarına baktığımızda, engel durumlarına göre yapamayacakları spor branşlarının olmadığı, örnekleriyle görmekteyiz. Yeter ki onlar için imkân ve şartlar oluşturulsun. Yeter ki sporu yönetimindeki anlayış, anayasada kendisine tanıdığı her bireyin spor yapma hakkıyla ilgili yasal sorumluluğu yerine getirsin. Hatırlatmakta ısrarcılığımızın nedeni, insanımızın hareket ve egzersiz sayesinde, hayatlarının kalan kısmını kaliteli bir şekilde sürdürmesini sağlamak…
HER BİR MADALYA
SPORCULARIN ADETA KOLU, AYAĞI VE SESİ OLDU
Her bir özel gereksinimli (engelli) vatandaşımızın yapabileceği bir spor branşının olduğunu, 2025 yılındaki spor faaliyetlerinde gerçekleşen ve kazanılan madalya kadar, katılımcı sayısında görmekteyiz. Bakanlıktan alınan bilgilere göre milli para sporcular, 1 Ocak-27 Kasım 2025 tarihlerinde düzenlenen dünya şampiyonalarında 13 altın, 24 gümüş ve 21 bronz olmak üzere 58 madalya kazandı.Ay-yıldızlılar, Avrupa şampiyonalarında ise 65 altın, 56 gümüş ve 39 bronz olmak üzere 160 madalya elde etti. Atletizm, Badminton, Halter, Karate, Kürek, Masa Tenisi gibi 15'e yakın spor branşında başarılara imza atmaları, her engelli bireyin yapabileceği bir spor dalı olduğunun en somut örneği. Bir başka örnek, 2025 İşitme Engelliler Yaz Olimpiyat Oyunları'nda (Deaflympics) sporcularımızın 7 farklı branşta 26 madalya kazanması. Her bir madalya, işitme engelli sporcularımızın adeta 'sesi' oldu. Bedensel, Görme, Zihinsel ve İşitme Engelliler Spor Federasyonu çatısı altında faaliyet gösterilen spor branşlarının çoğu, son yıllarda normal spor federasyonlarına bağlandı. Bu durum engeli bulunan veya bulunmayan herkesin eşit şartlarda hayatlarını sürdürebileceği gibi, sporunu da birlikte yapabileceğini ispatı. Darısı Uluslararası Olimpiyatlara. IOC, 'ayrımcılık' manasına gelen bu ayrımcılığı ortadan kaldırmak gibi sorumluluğu var. Yeter ki bu gerçekleri kabullenip, böylesi bir sürece destek sağlayalım. Bu da kamu ve özel sektörün görev üstlenenlerin görevi. Geleceğin geçmişten daha anlamlı ve güzel olabilmesi için, herkes bulunduğu mevki/makam/sorumluluğun bilincinde olması önem taşıyor…
SPORLA DEĞİŞEN HAYATLAR
Sporcuların katıldıkları organizasyonlarda madalya elde etmeleri bir başka karşılığı, hasta yatağından spor alanlarına inmesi, hareket eğitimi sayesinde mutluluk ve sağlıklı bir hayat berberinde getireceği kaliteli hayata 'kanat' çırpmaları. Bizim de bu satırlarda yer verdiğimiz, böyle bir süreçle ilgili çok sayıda yaşanmış hayat hikayeleri var. Biz bu satırları yazdığımızda, hareket eğitimiyle ilgili gözümüze Anadolu Ajansında yer alan 'Boccia ile dört duvar arasından kurtulan engellilerin hedefi yeni şampiyonluklar' başlıklı haber ilişiyor. Serhat Zafer'in imzasını taşıyan haberin ayrıntısı, alınması gereken önemli derslerle dolu; "Doğuştan kas hastası 45 yaşındaki Filiz Kahriman ise 8 yıl önce vefat eden ve kendisi gibi doğuştan kas hastası olan ağabeyi sayesinde boccia sporuyla tanıştığını söyledi. Ağabeyinden devraldığı bayrağı Türkiye şampiyonluğuyla taçlandırdığını anlatan Kahriman, aynı zamanda floor curling sporuyla da uğraştığını ifade etti. Spor sayesinde hayatında önemli değişiklikler yaşadığını dile getiren Kahriman, "Hayatımda daha aktif oldum ve en azından dışarıdayım. Daha sosyal oldum, şehir dışında turnuvalarımız oluyor, keyifli zamanlar geçiriyorum. Eve bağımlı değilim ve sosyal hayata karışmış durumdayız. Spordan önce dört duvar arasındaydım, şu an tamamen pozitif bir şekilde sosyal hayata karıştım." diye konuştu. Kahriman, spor sayesinde çevresindeki insanların da bakış açısının değiştiğini anlatarak, şunları kaydetti: "Önceden sıkılan ve bir kenara çekilen bizler, 'bir şey yapamaz' şeklinde bakan gözleri aşmış olduk. En azından spor yaparken engelli olduğumuzu unutabiliyoruz. Tüm engellilerin spor yaparak hayata karışmalarını istiyorum. Türkiye şampiyonluğu elde ettim. Bundan sonraki hedefim bayrağımızı yurt dışında dalgalandırmak. Dünya şampiyonluğu ve tabii ki olimpiyatlarda yarışmayı hedefliyorum." Bu örneği verirken, konunun daha iyi anlaşılması için 2015 yılında işitme engelli Sinan Sadak'ın, teröre inat Dünya ve Avrupa Şampiyonu olması haberi gözümüze ilişiyor; "Tiflis'teki Avrupa Şampiyonası'na giderken Cizre'de olaylar oldu. Terör örgütü olayların fitilini ateşlemişti. Hüzünle Tiflis'e gittim.Artık oraya niçin gittiğimin gerçekten bir anlamı olduğunu hissettim" diyen Sadak, şampiyonada elde edeceği başarıyıCizre'de başta çocuklar olmak üzere tüm halkaarmağan etmedüşüncesiyle Tiflis'e gittiğini belirtti. Sadak, "Bir Kürt olarak en büyük amacım Türk bayrağını orada dalgalandırmak, İstiklal Marşı'nı tüm ülkelere dinletmekti. Çok şükür Allah nasip etti."

17