Engellerin unutulduğu, kardeşliğin pekiştiği bayramlara duyulan özlem
Ahmet Gülümseyen
Bugün Kurban Bayramının üçüncü gününe kavuştuk, elhamdülillah. Dünya Müslümanlarının birlik, beraberlik ve kardeşliği için dayanışma, duaların arşa yükseldiği günler. İçinde yer aldığımız sürece baktığımızda, yüzleşmemiz gereken gerçeklerle karşılaşıyoruz. İşte Filistin'de yaşananlar. Siyonist anlayışın, İslam topraklarında yaptığı soykırım nedeniyle bitmek bilmeyen vahşice saldırılar. Şeytanın bile aklına gelmeyen katliam biçimi, meydanı boş gören İsrailli terör örgütü mensuplarının aklına geliyor. Yardım amacıyla toplanan mazlum ve savunmasız insanların üzerine gerçekleştirilen saldırılarda hayatını kaybeden savunmasız insanlar. Filistinli kardeşlerimizin feryadı arşa yükseliyor. Açlıktan ölen, cenazelerine ulaşılmayan, siyonist ablukası altındaki İslam coğrafyası. Dünyanın seyirci kalması, katillerin insanlık dışı acımasız saldırıları hususunda cesaretini artırıyor. Benzer şekilde Doğu Türkistan, Myanmar ve dünyanın dört bir yanında zulüm ve işkence gören Müslüman kardeşlerimiz. Böyle bir süreçte Bayramların kimler için ne manaya geldiğinin en açık yansıması. Böylesi bir mezalime kelimelerin yetersiz kalmamasından dolayı, sözün 'tutsak' olduğu, ağır ve bir o kadar acımasız bir süreç
İNSANLIK DIŞI BİR DURUM
Sözün bittiği bir süreç yaşamaktayız. Siyonist İsrail'in Filistin'deki katliamı, geride bıraktığımız Bayramı ilk iki gününde de devam etti. İslam coğrafyasındaki kardeşlerimize yönelik saldırılarda gözyaşı ve kan, geçmişten bugüne sürüyor. Kurban Bayramındaki son saldırılara hayatını kaybedenlerin çoğunluğu, Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus kentindeki yerlerinden edilen ve çadırda kalma mecburiyetinde bulunan kadın ve çocuklar. Bölgedeki 100 yıla yakın süredir devam eden zalim İsrail'in acımasız saldırıları 7 Ekim 2023'te şiddetlenerek devam ediyor. Son saldırılarda hayatını kaybeden Filistinli sayısı 54 bin 677, yaralı sayısı ise 125 bin 530 olarak açıklandı. İsrailli Bakanlara göre, Gazze Şeridi'nde sağlam kalan her şeyi yıkılacak, Filistinlileri önce güneye, oradan da başka ülkelere sürme planları yönünde. İnsanlık dışı, faşizan bir yaklaşım. Filistin resmi ajansı WAFA'nın haberine göre, El-Muğayyir ve Ebu Felah köyleri arasında bir bölgeye gece saatlerinde baskın düzenleyen İsrailliler, Filistinlilere ait yaklaşık 100 zeytin ağacını kesti, tarım arazilerine de zarar verdi. Geçen ay boyunca, İsrailliler tarafından işgal altındaki Batı Yaka'nın çeşitli kentlerinde Filistinlilere ait mülk ve arazilere yönelik 356 saldırı ve yağma eylemi kaydedildi. Bu derece de acımasız, insanlık dışı bir durum! Hal böyle olunca, insanın aklına şu soru takılmadan edemiyor; 'İçerisinde yer aldığımız Bayramlar, kimin için, ne manaya geliyor'
ENGEL VARSA, AŞILMASI GEREKİYOR
İçerisinde yaşadığımız şu günler de aklımıza gelentakılan diğer konu özel gereksinimli, halk dilinde engelli olarak tanımlanan bireyler ve ailelerinin durumu geliyor aklımıza. Her defasında özlemi çekilir ya 'Bayramımız, bayram olsun!' diye. Davranış farklılığı sergileyenlerin içerisinde yer aldığı bireyler başta olmak üzere, ülkemiz 12-13 karşılık gelen zihinsel, bedensel, görme ve işitme engelli vatandaşlarımız ve aileleriyle birlikte, 20-25 milyona denk gelen bir nüfus söz konusu. Bu her dört kişiden bir tanesinin özel gereksinimli birey kategorisine denk gelmesi demek. Dikkate alınması gereken, küçümsenmeyecek bir nüfuskesim. Özel bireyler sosyal hayat denilen, günlük hayatınyaşamın içerisinde yer almaları gereken bir durum söz konusu. Eğitimden erişebilirliğe, meslek edindirme kurslarından özel ve kamu sektöründeki görevlendirmeye kadar, hayatın her aşamasında yer almak önem taşımaktadır. Bayramı yaşadığımız bugünler, Bayramlar bize hayatın olmazsa olmazı olan böylesine bir süreci hatırlatıyor