Deprem süreci, 'karınca ve Hz. İbrahim' kıssası

Kahramanmaraş merkezli depremin meydana getirdiği sarsıntının etkisi dindirilmeye çalışılıyor. Devlet, vatandaşıyla birlikte olduğu bölge için, asrın afetine karşı seferber olmuş durumda. Zor günlerde kenetlenmesini bilen ülkemin kadirşinas insanı, devlet millet işbirliğinin en anlamlı dayanışmasını gösteriyor. Sarsıntıda 'enkaz' altında kalan bir canlının kalmaması, sarsıntının 'şokunun' dindirilmesi için dünyada eşi ve benzeri olmayan bir uğraş gerçekleşiyor bölgede. Spordan sanat camiasına, işadamından her meslek grubundaki vatandaşına kadar, böyle bir süreci elbette yönetmek kolay bir iş değil. AFAD ve Kızılay öncülüğünde gerçekleşen yardım kampanyası, vatandaşının mevcut hükümet aracılığıyla devletine duyduğu 'kalbi' güven duygusunun yansıması. Mevcut hükümetin bölge için 'seferberlik' ilan etmesi, yönetim ve organizasyon başarısıdır. Elbette ki ufak-tefek aksaklıklar olacaktır. Uzmanlar deprem için 'Dünya'da eşi ve benzeri olmadığı' görüşünü, ısrarla belirtiliyorlar. Sıra dışı denmesi, Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan ilçesi merkezli depremlerde, 10 ilde yaşayan 13.5 milyon vatandaşımızın yaşadığı bölgeyi etkilemesi. Bölgedeki acının dindirilmesi, böyle bir günde ortaya çıkan örnek 'hayat' hikâyeleri, şanlı tarihimizde bugüne gelen, gelenek ve göreneklerimiz, milli ve manevi değerlerimiz, kısacası özümüzdemayamıza var olan birlikteliğin yansıması 'HANGİ TARAFTA OLDUĞUM BELLİ OLSUN' Kahramanmaraş Depreminin yansıması, insanlığın önemli imtihanı oldu, olmaya da devam ediyor. Bölgeye yapılan yardım, toplumumuzun insani açıdan merhamet ve insani tarafını da ortaya koymakta. İnsanlıktan nasibini alanlar, sürece 'insanca' yaklaşırken, gerçeklere kör ve sağır olanlar, şimdi 'vicdanlar' ve 'hukuk' önünde hesap vermekte. Deprem bölgesindeki yaşananlar, her defasında önemine vurgu yapılan ve derslerle dolu 'Karınca ve Hz. İbrahim' kıssasını hatırlattı; "Hz. İbrahim peygamber,kral Nemrut'a tebliğ yapmış.Nemrut, ne güçlü bir kral olduğunu herkes görsün anlasın diyeHz. İbrahim'in ateşte yakılması emrini vermiş. Meydanda odunlardan büyük bir yığın yapıp odunları tutuşturmuşlar. O kadar büyük bir alevmiş ki bulutlara kadar yükselmiş. Bütün hayvanlar ateşten korkmuş kaçmış. Nemrut'un askerleri, İbrahim peygamberi mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış. Bu sırada, göklere kadar varan ateşe doğru bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile telaşla gidiyormuş. Başka bir karınca onun bu telaşını görüp sormuş: - Acele ile nereye gidiyorsun. Telaşla yetişmeye çalışan karınca, ağzındaki bir damla suyu ellerinin arasına alıp cevap vermiş: - 'Haberin