Belediyelerin anası-lokomotifi konumundaki İBB'de seçim havası nasıl.

Büyükşehir dendiği vakit, akla İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) gelmektedir. Yaklaşan 31 Mart 2024 Belediye seçimlerinde dikkatler, ülke nüfusunun beşte birini barındıran ve doyuran İstanbul'da yoğunlaştı. Çalışma ağı ve ekonomisine baktığımızda Büyükşehir Belediyesi için belediyelerin anası-lokomotifi desek, abartmış olmayız sanırım. Hal böyle olunca da, seçim sürecinde en dikkat çeken kurum İBB, isimler ise Büyükşehir'in mevcut başkanı Ekrem İmamoğlu ile Cumhur İttifakının Başkan Adayı Murat Kurum. Sade İstanbul değil, Türkiye seçmeni de İstanbul'da kimin kazanacağının merakı içinde. Nasıl merak edilmesin ki! İstanbul büyükten de öte bir şehir. Her bir vatandaşımızın ya akrabası veya arkadaşı, kısacası tanıdıklarından mutlaka İstanbul'da yaşayanlar var. İstanbul'a gelip gitmese de, izlediği kitle iletişim araçlarının gözüne ilişen haberlerin tamamına yakını İstanbul'da gerçekleşiyor. O nedenle, adına şiirler yazdıracak kadar değere sahip bu şehrimiz, sadece İstanbullular için değil, tüm Türkiye için önem taşıyor. Milli ve manevi değerlerden dolayı İstanbul'u kendi haline bırakmamak önem arz etmektedir

SÖZ KONUSU KAMU MALI OLUNCA

Yaşadığımız hayatta, güneşin doğudan doğması kadar önem taşıyor, kültür ve medeniyet şehri İstanbul. Bu şehre ve üzerinde varlığını sürdüren vatandaşa sunulacak hizmetin en önemli kurumu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB). Dolayısıyla 31 Mart 2024 Yerel seçimlerde sandık başına gidecek, yaşadığı toprakların yöneticilerini belirleyecek vatandaşın oyu önemli. Kullanılan oyun renginin ne olacağı merakını yenmenin en önemli yansıması, İstanbul Büyükşehir Belediyesi mevcut yönetiminin yaptığı-yapamadığı, becerip-beceremediği icraatları. Bunları söylerken aklımıza sosyal medya hesaplarımız üzerinden açmış olduğumuz hakkınıhelaletİstanbulsenikimleryönetiyor cümlesi (hashtag) geldi. Nasıl gelmesin ki! Haziran 2019 seçimlerinde İBB bayrağını eline alan Ekrem İmamoğlu ve ekibi, kendisine devredilen İBB nimetlerini ve ağırlıklı olarak çalışma alanımız olan spor konusunda, nasıl çarçur-tarmatar ettiğini yazmaya çalıştık. Söz konusu kamu malı olunca yapılan savurganlık, söz konusu vatandaşa götürmesi gereken hizmetin aksaması olunca da, sorgulamak ve yazmak, boynumuzu borcu oldu

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ SAPKINLIĞI!

İstanbul Büyükşehir Belediye'ndeki mevcut icraatlar, Başkanı Ekrem İmamoğlu ve yönetiminin, sahip olduğu siyasi anlayışının bir yansımasından başka bir manaya gelmiyor. Ortaya koydukları performans, tamamen toplumuzun sahip olduğu milli ve manevi değerlerini zedeleyici nitelikte. Onunla ilgili somut bir örnek, İBB bünyesinde açılmak istenen Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Şube Müdürlüğü. Bundan daha somut örnek olabilir mi! Düşünebiliyor musunuz, göreve gelir gelmez gerçekleştirilen, ilk yenlik atağı bir 'sapkınlık' üzerine. Diyoruz ki, iyi ki İBB Meclisinde Cumhur İttifakı gibi bir güç vardı da, müdürlük kurulma teklifi, ittifakın oylarıyla reddedildi. Ret gerekçesi ise, bertaraflığın haklılığı da ortaya koyuyor; " Bu müdürlüğün kurulması, LGBT'nin savunulmasıdır. Toplumumuz bunu asla kabul etmez. Gelenek ve örfümüzle bağdaşmamaktadır. Toplumumuzdan bunu saklamaya çalışıyorsunuz ancak biz buna müsaade etmeyiz. Taksim'de açılan pankartları biliyoruz. Aileyi yok etme çabalarınızı da çok iyi biliyoruz. Türk aile toplumunu bölme ve parçalamanıza izin vermeyeceğiz".

Peki, böyle bir durum olsaydı ne olurdu Neler olmazdı ki,! Spordan örnek vereyim. Çocuk ve gençlere yönelik üçüncü cinsiyet çalışması hız kazandırıp, yaş gözetmeksizin tesislerde spor hizmet alanlara yönelik karma seanslar oluşturacaktı. Peygamberimiz buyuruyor ki; 'Hayâ imandandır.' Toplumsal cinsiyet eşitliği gibi bir sapkınlığın, kâğıt üzerinde de resmiyet kazanması, sapkın anlayışla ilgili çalışmalarına hız verilmesi konusunda mevcut yönetimin elini güçlendirecekti. Evet, bu söylediğimiz İBB'nin Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve yönetiminin, kendi dönemlerinde ortaya koyduğu projelerine sadece bir örnek. Varın gerisini siz düşünün