Başörtüsü yasağı ve sporcunun kıyafeti...

Başörtüsü yasağı ve sporcunun kıyafeti...

AHMET GÜLÜMSEYEN

Avusturya'da uygulanan başörtüsü yasağı haberini gördüğümde, ülkemizde inancını yaşamak isteyen Müslümanlara karşı gerçekleşen başörtüsü yasağı 1997 yılları, 28 Şubat sürecini hatırladık. Elhamdülillah o yıllar geride kaldı.

Şeytan şeytanlığını yapacak ya! O akıl, İslam'la şereflenenlerin sosyal hayatına girerek, kılık kıyafeti başta olmak üzere, Müslümanlığın görev sorumlulukları, Kur'an ve Sünnet yolundan saptırma gayreti içerisinde. Bu konuya 'araç' olarak sporu kullanıyorlar. Spordaki uygulamalarla çocuk ve gençler başta olmak üzere, dünya ve ahiret mutluluğu sağlayan Kur'an ve sünnet, İslam çizgisinden uzaklaştırıp, Müslüman kimliğine 'gölge' düşürülmektedir…

GÜNÜMÜZ SPORUNDA 'HAYÂ'NIN YERİ

Bugün Avusturya'daki başörtüsü yasağını konuşurken/eleştirirken, spor içerisinde örnekleri oldukça fazla olan İslam'a ters, milli ve manevi değerler üzerinde büyük tahribata neden olacak uygulamalarını görmek zorundayız. Bunları dile getirirken, Milli şairimiz Mehmet Akit Ersoy'un sözleri geldi bir an aklımıza; "Hayâ sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki her yerde; Ne çirkin yüzler örtermiş, meğer o incecik perde." Hayâ ve utanma duyusuyla ile ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı'nın "Hayâ ve Utanma Duygusu" isimli Cuma hutbesini konu alan yazı da, utanma, çekinme, âr, edep, namus, iffet, Allah korkusuyla günahtan kaçınma gibi anlamlara gelen hayâ kelimesi ön plana çıkıyor. Yazının devamında şöyle deniliyor; "Allah'a karşı hayâ, O'nun emir ve yasaklarına uymakla olur. İnsanlara karşı hayâ, onlara eziyet etmemek ve yanlarında çirkin işler yapmaktan ve çirkin sözler söylemekten kaçınmakla olur. Kişinin kendine karşı hayâsı ise, edepli olması demektir… Kınalızâde Ali Efendi, hayâ hakkında şu tanım ve değerlendirmeyi yapmaktadır: 'Edebe aykırı olan olaylar meydana gelince kalbin duyarlılık kazanması ve ıstırap duymasıdır… Edep ve hayâdan mahrum olan insan, her türlü iğrenç işe girişir. Yaptığı çirkin işlerden üzüntü duymayan insanı, ahlâk ve fazilet yollarına sevk etmek zordur…"

Allah (cc) Kur'an-ı Kerim'de buyuruyor; "Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar." (Şura Süresi-30. Ayet). "Sizi sırf boş yere yarattığımızı ve sizin artık huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız" (Mü'minûn Süresi-115. Ayet)