Ampute Avrupa Şampiyonu Türkiye'den 'Filistin yalnız değil' mesajı

Fransa'da düzenlenen Ampute Avrupa Şampiyonası finalinde İspanya'yı 3-0 yenen Milli Takımımız şampiyon oldu. Ampute Milli Takımızın uluslararası organizasyonlarda ulaştığı bu tür başarılar yeni değil. 217 yılında ülkemizde ve 2021 yılında ise Polonya'da düzenlenen organizasyonda Avrupa Şampiyonu olan ay-yıldızlı ekibimiz, başarı halkasına bir yenisini daha ekledi. Bu başarının sıra dışı, diğerlerinde çok daha farklı olduğunu, finale kadar oynanan İsrail (6-0), Azerbaycan (12-1), İrlanda (5-0), Polonya (5-1), Almanya (11-0) ve İspanya (3-0) maçlarının neticelerden anlıyoruz. Millilerimiz bu başarıyı, siyonistleri soykırımı altında olan, Filistinli kardeşlerimize armağan etmesi, elde edilen başarıyı daha anlamlı hale getirdi. Mesaj açıktı; "Biz burada olduğumuz sürece yalnız değilsin Gazze"

MİLLİLER KATİL İSRAİL'İ EZDİ GEÇTİ

Ampute mili takımız Avrupa Şampiyonası'nda ilk maçını Filistin katili İsrail ile oynadı. Üstad Necip Fazıl'ın İsrail için 'Sana ülke diyenin yüzüne tüküreyim' tarihi sözüne aldırış etmeyen FIFA, UEFA ve IOC gibi uluslararası komiteler, çifte standart uygulayarak İsrail'in spor organizasyonlarına göz yumuyor. Oysaki aynı anlayış, Rusya-Ukrayna savaşını gerekçe göstererek, Rus ve Belaruslu sporcuların Paris 2024 Olimpiyatlarına kendi ülkeleri adına katılımını yasaklarken, bu ülke sporcularına tarafsız statü şartı getirildi. Hiçbir canlının haksız yere öldürülmesini vicdan sahibi kimse rıza göstermez ama, söz konusu katliamsoykırım olunca, maalesef insanlar hayatını kaybediyor. Ukrayna ve Rus arasındaki savaşın mağduriyeti Ortadoğu'daki mezalimin üçte birisi dahi değilken (Ocak 2021 BM raporlarına göre, toplam insan zayiatı 13.100-13.300 kişi) Bu sayı 3.375 sivil, 4.150 Ukrayna askeri, 5.700 Rus askeri), İsrail'e verilen serbestlik, uluslararası spor komitelerinin uygulamadayasaklardaki adaletsizliği gözler önüne sermekte. Şampiyonanın ilk mücadelesinde İsrail'le mücadele eden ay-yıldızlı ekibimiz, Filistin'deki 36 binin üzerindeki şehitleri göz önüne alarak çıktığı mücadelede, rakibini adeta ezdi geçti. Millilerin bu maçta verdiği en büyük ders, şartlar eşit olduğunda hak edenin galip geleceğinin mesajı niteliğindeydi. Gazze'deki mazlumlar siyonist soykırımına maruz kalmaları, yıllar önce siyonistlerin Hitler tarafından ırkçı saldırılarından farksız değil. İslam coğrafyasında geride kalan ve kan donduracak derecedeki sekiz ayın özeti yıkım, kıtlık ve katliam. Yılardır abluka altında açık cezaevine dönen Filistin bölgesinde 16 bini çocuk, çoğunluğu kadın Müslüman kardeşlerimizi katleden, milyonlarca insanı evinden, yurdundan eden ve 80 binin üstünde mazlumu yaralayan siyonistleri temsil eden bir takım (İsrail) karşısında elde edilen farklı galibiyetle, işgal altındaki bölge insanına selam mahiyetinde, onların yalnız olmadıklarına yönelik bir mesajı niteliğindeydi.

SİYONİSTLER BOMBALIYOR,

HAÇLILAR MİSYONERLİK YAPIYOR

Dedik ya bu başarı 'sıradan' değil, sportif ve siyasi açıdan da uluslararası öneme sahip. Ampute Milli Takımı dediğimizde aklımıza ne getiriyor Bir asır önce işgale başlanan Filistin topraklarında katliam uygulanan siyonistler, bölgede yaptıkları soykırımla sadece on binlerce insanın hayatına kıymadı, daha fazla sayıda ki mazlum çocuk ve genci sakat bıraktı. Müslümanların kutsal topraklarında, İslami anlayışı silmek, açık ifadeyle siyonist ve haçlı anlayışın işbirliği içerisinde olduğu, el ele kol kola girerek misyonerlik yaptıklarını gördük ve düşüncelerimizi bu satırlarda paylaşmıştık. (https:www.yeniakit.com.tryazarlarahmet-gulumseyenampute-futbolunda-gazilerimiz-misyonerlik-ve-yabancilasma-33291.html) "Ampute futbolunda gazilerimiz, misyonerlik ve yabancılaşma" başlığı altında, bundan dört yıl önce bakın neleri paylaşmışız; "İsrail işgali-katliamında uzuvlarını kaybedenFilistinGazzeliçocuklardan, Birleşmiş Milletler aracılığıyla Uluslararası Kızılhaç Komitesi gözetiminde kurulan (İsrail'in abluka altında tuttuğu bölgede) Ampute Futbol Okulları geliyor. Sözde amaçları, çocukları tedavi etmek. İşin aslı araştırdığında, Müslüman Coğrafyasını bombalayan da (İsrail) tedavi edenin de (Kızılhaç) aynı anlayışa sahip olduğundan, Kızılhaç'ın yapmış olduğu uygulamanın, misyonerlik içerikli bir hareket olduğu her halinden belli oluyor. Böylelikle,sporu kimlerin ideolojilerine maşa ettiklerini görmekteyiz!." Yine 2019 yılında gazetemiz Yeni Akit'te başlık aynen şu; "Gazze'de çocuk ampute takımı kuruldu." Kuranlara dikkat kesiliyoruz. İsrail ablukası altında tuttuğu Gazze Şeridi'nde kurduğu takım Filistinli çocuklardan oluşuyor. Uluslararası Kızılhaç Komitesinin gözetiminde kurulan takıma, Avrupa Ampute Futbol Federasyonu Genel Sekreteri Simin Beker antrenörlük yapıyor. Komite, takımın Orta Doğu'da "küçük" çocuklardan oluşan ilk ampute futbol takımı olma özelliği taşıdığı belirtiliyor. Bugün ampute milli takımının sportif başarısını konuşurken, elin küffarı kutsal topraklarda spor aracılığı, ampute futbolu adı altında misyonerlik yapıyor. Güzel bir söz var ya; "Müslüman uyuma kutsal topraklarına, insanımıza sahip çık." Bugüne gelince. Dileğimiz, Filistin'deki işgal ve soykırımın bir an önce bitmesi. Sonrasında ise, bölge insanına, kardeşlerimize sahip çıkılması. Bakın 80 binin üzerinde mazlumun yaralanmasından bahsediliyor. Birçoğu atılan bombaların etkisiyle elini veya kolunu kaybetti. Avrupa Şampiyonlukları yaşamış Ampute Milli Takımızdan bahsediyoruz. Bu da demek oluyor ki, siyonistlerin kalleşçe saldırılarında elini, kolunu kaybeden Gazzeli kardeşimizin morali ampute futbollasporla düzelecek ise, o görevi misyonerlik adına Kızılhaç aracılığıyla haçlı veya siyonistler değil, Türk Kızılay'ı aracılığıyla bizler üstlenmeliyiz. Bu konuda ülkemizde önemli görevlere adını yazdıran, her daim mağdur coğrafyada mazlumların yanında olan İHH ve Deniz Feneri gibi Sivil Toplum Kuruluşlarımız, bünyelerinde yeni birimler oluşturarak, meydanı siyonist ve haçlı misyonerlere bırakmadan, bu tür görevleri rahatlıkla yapabilirler

BAŞARIYA GİDEN YOLUN HİKÂYELERİ

Fransa gerçekleşen Avrupa Şampiyonasında, forma şansı bulan Ampute Milli Takımızdaki her bir sporcumuzun ayrı birer hayat hikâyesi var. Bugün mutlu sona ulaşmalarının sırrı, üstlenmiş oldukları 'yapabilirim-başarabilirim' ve kendilerine sunulan imkânlar. O imkân ve azim olmasa, başarıdan söz etmek mümkün olmayacağını Milli takımda başarıya ismini yazdıranlardan bizzat kendisi söylüyor. Mili takımın forvet oyuncusu Ömer Güleryüz'ün açıklamalarına kulak kabartıyoruz; "Benim için futbol çocukluktan gelen bir aşk, 6 yaşında koltuk değneklerini kullanmazken topun peşinden sekerek koşuyordum mahalleden arkadaşlarımla.