28 Şubat'ı hatırlatan Olimpiyat kıyafetleri

İki cambaz bir ipte oynamaz, der atalarımız. İçinde yaşadığımız çağda batılı veya onların beslemeli cambazlar süreci öyle bir hale getirdi ki, o sirk dediğimiz 'platform' her gün kurulmaya, 'cambazlarında' her alanda (buna spor dahil) insanoğlunun aklını çelerek, şeytanlaşmış faaliyetlerine şahit olmaktayız. İşte size olimpiyatlar olarak isimlendirilen, sözde spor organizasyonları. Sporu kullanarak, hangi rezaletlere imza atılacağının 'son örneği' ise 2024 Paris Olimpiyatları

Süreç Yunanistan'da yer alan Hera tapınağında başladı, oyunların yapıldığı Kilise'de devam etti. Rezaletin finali ise 'oyunların' açılış programında gerçekleşti. Merak ettik nedir bu olimpiyat meşalesi gerçeğine bakayım derken karşımıza 'Olimpiyat meşalesinin kökeniPrometheus'un Yunan tanrısıZeus'tan ateşi çalması ile ilgili olarakAntik Yunanistan'a dayanmaktadır.' bilgisi çıktı. Bu sürecin tarihsel boyutunu ise gazetemiz Yeni Akit yazarı Sayın Mustafa Armağan 'Paris'te olimpiyat rezaletleri' başlıklı yazısında, konuyu anlaşılıruyandırır nitelikte dile getirmiş (https:www.yeniakit.com.tryazarlarmustafa-armaganpariste-olimpiyat-rezaletleri-46079.html).

Paris 2024 Olimpiyatlarının açılışı, şeytan aklının 'eserini' ortaya koyduğunu gözler önüne serdi. Bunu söylerken, atalarımız o anlamlı "Bin nasihatten ise, bin musibet yeğdir" sözünü hatırladık. Sporun bazı uygulamalarındaki sakıncalarını (bayan güreşifutboluvoleybolu) gereken boyutunu, bu satırlarda yaza yaza bitirmedik ama nafile. Geçmişten gelen sürecin bir devamı olan ve Paris'te yapılan olimpiyatlarında Türk kafilesinin giydiği kıyafetten, kıyafet tasarımcısı Vakko'ya, Fransa'nın gerçekleştirdiği oyunların açılış gösterisinde LGBT, satanizm, pedofili vurgusundan, sergilenen hareketlerin transgender ve cinsiyetsizlik propagandasına kadar, her türlü 'rezalete' şahit olduk. Açılış töreninde Türk kafilesinin giydiği kıyafet 'rezaletten' de öte. Gerek açılış gerekse kıyafet konusunu, yine gazetemiz Yeni Akit yazarı arkadaşımız Muhammet Seyfullah Maden (yüreğine sağlık) 'Küreselcilerin ve Yahudilerin oyuncağı olduk!' başlıklı yazısında o kadar anlamlı ve net şekilde özetlemiş ki.(https:www.yeniakit.com.tryazarlarmuhammet-seyfullah-madenkureselcilerin-ve-yahudilerin-oyuncagi-olduk-46090.html ) Bugünlere kolay gelinmediği için, gerçekleri 'es' geçip, 'garabete' düşmemeliyiz. Bakın olimpiyatlar ve kıyafet diyorsunuz. Kıyafet denildiğinde akla 28 Şubat dönemleri geliyor. Ülke insanımın giyip ve kuşamından (başörtüsü, sakalı) gördüğü psikolojik baskı ve işkenceler unutulmadı. Hal böyle olunca, Paris'te sporcularımıza giydirilen kıyafetler hiç masumane olabilir mi. Kamu vicdanı rahatlaması için, bunun hesabının sorulup, sorumlularının kimler olduğu kamuoyuyla paylaşıp, benzer durumun bir daha yaşanmaması adına, gerekli cezalandırma yapılması gerekmez mi. Paris 2024 Olimpiyatlarında yaşananlar 'buzdağının' görünen yüzü. Ya fark edemediklerimiz! Uyanıp da müdahale edemediklerimiz! Bu süreci işletenleri yakın 'markaja' aldığınızda, konuya daha gerçekçi yaklaşmış olacağız. Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin (IOC) olmadan, Fransa'nın bu açılışı yapması ve başörtülü sporcularına yasak getirmesinin mümkün olmayacağına göre! IOC'nin hemen hemen her ülkede temsilcisi var. Ülkemizde ise bu süreci Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) yürütüyor. Sormak istiyorum; "Olimpiyatlar, tarihinde İslam ülkelerine verilmedi ise, TMOK görevi nedir ve gelirleri nereden sağlanıyor Bir de, Paris'te yaşanan kıyafet ve açılış 'rezaleti' ile ilgili bu komitenin bir açıklamasına rastladınız mı Hal böyleyken, biz bugün 'neyi' ve 'niçin' tartışıyor O nedenle çağrıda bulunuyorum; sporu bahane edip, ülke insanım ve değerlerine daha fazla yazık etmeyin