Filistin topraklarının gerçek sahibinin kim olduğuna ilişkin...
Güya bir yazıt/tablet varmış...
Bu tablette bazı ibareler varmış...
Yıllar önce bu tableti bizden istemişler de vermemişiz!
Güya, 1998 yılında bebek katili Netanyahu, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'dan bu yazıtın iadesini talep etmiş ve karşılığında İsrail müzelerindeki Osmanlı dönemine ait eserleri vermeyi teklif etmiş. Ama Türkiye, bu teklifi reddetmiş...
Bunu işgalci, soykırımcı, Siyonist Netanyahu söylemiş. Hiçbir kelimesinin, hiçbir cümlesinin doğru olmadığı Netanyahu...
***
O tableti ya da o yazıtı unutun!
Filistin toprakları bir İslam coğrafyasıdır. Nokta!
Ben size Filistin topraklarıyla ilgili bir gerçek belgeden söz etmek istiyorum.
Daha doğrusu bir kitap, bir eser...
Timuçin Mercanoğlu'nun kaleme aldığı, Millî Gazete bünyesinde yer alan Yeni Devir Yayınları'ndan çıkan, "Osmanlı Dışişleri Nazırlığı'nın Hazırladığı FİLİSTİN RAPORU" isimli kitap...
Bir manada "Siyonizm Raporu" bu eser...
Osmanlı arşivleri arasında yer alan bu belge, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde bile ne kadar yetkin devlet görevlilerinin olduğu hakkında önemli bilgiler içeriyor.
1918 tarihli, Osmanlı Devleti Dışişleri Bakanlığı Basın Yayın Dairesi tarafından yazılmış olan Filistin Meselesi - Siyonizm Davası başlıklı rapor, Osmanlı Devleti'nin son günlerinde dahi Dışişleri yetkililerinin bilgi düzeyinin ne kadar yüksek, konularına ne kadar hâkim ve ferasetlerinin çok üst düzeyde olduğunu gösteriyor.
Herhangi bir raportör ismi olmadan yazılan rapor, muhtemelen İngilizlerin Kudüs'ü ele geçirmelerinin hemen akabinde yazılmış bir rapor.
Raporda genel itibarıyla Filistin meselesi ve Siyonizm'in ilk doğuşundan o güne kadar gelişimi bütün detayları ile anlatılıyor.
Ancak bunu basitçe bir Siyonizm hikâyesi olarak görmek yanıltıcı olur.
Raporda Siyonizm'in gelişimi anlatılırken bir yandan da bugün küresel sermaye dediğimiz Yahudi ve İngiliz ağırlıklı yapının nasıl doğduğunu, yine bugün dünya medyasını kontrol eden Yahudilerin neden bu işe başladıkları dile getiriliyor.
Tabii bunları anlatırken dönemin en büyük oyuncularının yani İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya, Almanya ve Papalık'ın pozisyonlarını, hesaplarını ve birbirlerine olan yaklaşımlarını bütün çıplaklığı ile ortaya seriyor.
Raporu okurken bugün pençesinde kıvrandığımız kapitalizmin ve onun kurduğu sistemin nasıl kurulduğunu da öğrenmiş oluyoruz...
MUSEVİLER HRİSTİYANLARI ESARETİ ALTINA ALDI!
Kitapta geçen bazı gerçekleri ifade etmek gerekirse;
* "Türkler bu mukaddes şehri (Kudüs'ü) top ateşi altında bırakmamak için savaşı terk edecek kadar yüksek bir ahlâki hassasiyet göstermişler." (Yahudi Sözü, Aralık 1917)
* "Hristiyanları ekonomik esaret altına almış olan Museviler elinde ABD Başkanı Wilson da, İngiltere Başbakanı Lloyd George da birer oyuncaktırlar." (Reichspost, 12 Aralık 1917)
* "Siyonistlerin, Türkiye'nin düşmanları arasında konumlanmaları kendileri için bir intihar demek olacaktır." (Times, 17 Aralık 1917)
* "Siyonizm mesleğinden maharetle yararlanmasını bilen İngilizler, Musevilere bir Yahudi devletinin kuruluşunu vadediyor. Fakat hiçbir Alman Musevi, bu emperyalizm siyasetinin sihrine kapılmayacaktır." (Moncher Luis Tahrihten, 1917)
* "Gelecekte Suriye'de, Filistin'de ve Arabistan'da üç yeni devlet kurulabilecektir. Bunlardan biri Suriye devleti, diğeri Musevi devleti ve her şekilde bağımsızlığını muhafaza için yabancı nüfuzundan kaçınacak Arap devleti, İngiltere'nin nüfuzu altında olacak. Suriye hükümeti ise daha önce gördüğü yardım ve muhabbet dolayısıyla Fransa'ya tümüyle meyletmiş bulunacaktır." (Journal D'talia, 27 Aralık 1917)
***
Bütün bu yanları ile bu eser tam da bu konjonktürde mutlaka okunması gereken bir eser...
MUTLAKA OKUNMASI GEREKEN BİR ESER!