Çin, Rusya, ABD...
Üçü de emperyalist, üçü de dünyayı semiren ve sömüren ülkeler...
Üçü de birbirinin ayağına asla basmazlar!
* Bakmayın, TV ekranlarında atıp tutmalarına!
* Bakmayın, gazete manşetlerini süsleyen salvolara!
* Bakmayın, vergi bindirimi gibi ticari alanlarda atılan imzalara!
Kritik noktalarda, köşe başlarında, kuytu sahalarda birbirlerinin menfaatlerine halel getirecek kararlara asla imza atmadılar, atmazlar, atmayacaklardır!
1) Doğu Türkistan'da yıllardan bu yana süren Uygur Türklerine, soydaşlarımıza yönelik mezalime, baskıya, sindirmeye Rusya ve ABD'den bugüne kadar esaslı bir çıkış geldi mi
2) Kafkaslarda yıllardan bu yana süren mezalime, baskıya, sindirmeye, sürgünlere, işgallere Çin'den ve ABD'den bugüne kadar esaslı bir karşı duruş geldi mi
3) Yaklaşık bir asırdır devam eden, son iki yılı aşkın ise artık 'soykırım' olduğu uluslar arası mahkemeler tarafından da tescil edilen ' Gazze Soykırımı'na, Çin ve Rusya'dan nasıl bir karşı duruş sergilendi
Ve bu ülkelerden şiddetli kınama, sert eleştiri, sözlü salvolardan başka bir devlet duruşu geldi mi
Yukarıda saydığım üç madde tüm dünyanın gözleri önünde sergilendi!
ÇİN, TRUMP'TAN ÖRTÜLÜ ONAY ALDI MI
Sarı kovboy Trump, son 4-5 gününü Asya'da geçirdi, malum!
Malezya, Japonya ve Güney Kore'yi ziyaret etti, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile de bir araya geldi, Güney Kore'de...
Danslar etti, iddialı çıkışlar yaptı, vücut dilini konuşturdu!
Şu soru önemlidir; Trump ve Çin Devlet Başkanı ne konuştular, hangi konularda anlaştılar
Mesela, Çin uzun yıllardır husumetli olduğu Tayvan'ı 300 bin askerle ele geçirecek mi
Malum, Tayvan'ı ABD ile savaşa girmeyi dahi göze alarak işgal etmek istiyor, Çin!
Çin'in bu son savaş planı Trump- Çin devlet Başkanı Jinping görüşmesinde gündeme geldi mi, gelmedi mi
Irak'ı işgal edip tüm odak noktasına Orta Doğu'yu yerleştiren Amerika, Suriye yakılıp yıkıldıktan sonra, neredeyse Suriye diye bir devlet kalmadıktan sonra yeni bir yönetimi tanıdı ve bazı ambargolarını da bu ülkeden kaldırdı!
Washington yönetimi Suriye gibi ülkelerde asker sayısını azaltıp Rusya ile denge unsuru olması açısından Güney Asya'daki müttefikleriyle Asya'da yeni hegemonya alanları oluşturmaya çalışıyor.
Ancak merak edilen husus şudur;
* Çin ile özellikle Tayvan üstünden restleşen ABD, tartışmalı Güney Çin Denizi etrafındaki ülkelerle teker teker anlaşıp Pekin yönetiminin istediklerine "ok" verecek mi
ABD, Güney Çin Denizi çevresinde bir yandan savunma kalkanı oluşturmaya çabalarken, Çin'e bu manada bir 'gülücük' atacak mı
Bekleyip göreceğiz... Çıkar yakında kokusu!
SİZ DE ÖZLEDİNİZ Mİ
Eskilere özlem... Özellikle yaşını başını almış olanları daha çok ilgilendiren maziye özlem...
Sahi, çocukluk dönemimizde yaşananları özlediğimiz oluyor mu, hiç
Doğu gazetesi internet sitesinde yer alan yazısında Mustafa Ceyhun, o duygularını ve özlemlerini şu cümlelerle dile getiriyor;
"Çocukluk günlerimi özledim. Tandır ekmeğinin kokusunu, arklarda akan suyun vurgusunu, fecir vakti açan yerli güllerin ve yağmurla toprağın kokusunu, annemin her sabah namazı sonrası bir köşede Kur'an okuyuşunu özledim.
Yer sofralarımızı yer yataklarımızı özledim. Televizyonsuz internetsiz günlerimi, köyümü, şehirdeki tek katlı bahçeli evimizdeki, inekleri, danaları, horoz seslerini, kedimi özledim. Yaz geceleri, kardeşimle ayvanın toprak bacasında yatarken uyanınca gökyüzündeki parıldayan yıldızları, ayı seyretmeyi özledim. Kedimin dizlerimin önünde yatarken çıkardığı mırıltıları, akşamları duvarda asılı gaz lambamızın duvarlara akseden gölgeli ışıltılarını özledim.
Her sabah namazıyla birlikte çobanların, çoban köpekleri eşliğinde şehir merasına giderken çıkardıkları ayak seslerini, homurtularını, insanların mahmuzladığı atların nal seslerini özledim.
Öğleleri babamın dükkânında yediğimiz ekmek arası fındık dövmecini, Mevlit dayının deri peynirini, buzlu üzüm hoşafını, üç köfte 25 kuruş diye bağıran yamakları seslerini özledim.

 
									 
								 6
									6