Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu için, "Bu konuya el atmalı" dediğim husus şu;
Uzun bir dönem Marmara Üniversitesi Göğüs Anabilim Dalı Başkanlığını deruhte eden, şimdilerde kendi özel kliniğinde hizmetini sürdüren Prof. Dr. Mustafa Yüksel ve iş insanı Erol Köstek, önceki gün Millî Gazete'yi ziyarete geldiler.
Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Ercan Özcan'ın odasında sohbet ettik.
Prof. Mustafa Yüksel'in, sohbetimiz sırasında iki temennisini not aldım;
1) "Göğüs duvarı hastalığı, bilimsel adı Pektus, ciddi bir hastalık. 17 yaşına kadar ameliyatsız tedavisi mümkün. 17 yaşından sonra ameliyat da olabiliyor. Ancak aile hekimleri muayenesinde Pektus hastalığı listede maalesef yok! Aile hekimlerinin muayenesi sırasında bu hastalık resmi olarak tespit edilip not alınırsa, hem bu rahatsızlıkla karşı karşıya olan çocukların ve ailelerinin hem de bizim işimiz daha kolaylaşacak, daha küçükken Pektus tedavisi mümkün olabilecek."
2) "İkinci olarak da Pektus'un tedavisinde kullanılan medikal araçların ücretini an itibarıyla devlet karşılamıyor! Bu sebeple de aileler bu medikal aletlere ücret ödeyeceğine 17 yaşından sonra ameliyata razı olmak zorunda kalıyorlar. Oysa daha küçük yaşlarda Pektus'un tedavisi ameliyatsız mümkün! Temennimiz, Pektus hastalığında kullanılan medikal malzemelerin ücretini devletin karşılaması..."
Bugüne kadar yurt içinde sayısız ameliyat yapan, 20 farklı ülkede ameliyatlar gerçekleştiren Prof. Mustafa Yüksel'in temennisi şu;
* Yüz binlerce ailenin gündeminde bulunan, çocukları gerek okulda akranlarının yanında gerekse sosyal yaşamda zor durumda bırakan Pektus hastalığıyla alakalı bu dileklerinin, Sağlık Bakanlığı ve diğer bakanlıklarca dikkate alınması ve bu hastalıkla ilgili farkındalığın artması...
"BİR GÜN TELEFONUM ÇALDI, ARAYAN PROF. MUSTAFA YÜKSEL İDİ..."Prof. Dr. Mustafa Yüksel'le birlikte gazetemizi ziyaret eden iş insanı Erol Köstek...
Gurbetçiler Plastik Sanayi ve Ticaret AŞ'nin patronu...
Erol Köstek, bu sahada, Pektus hastalığının tedavisi ile ilgili yerli ve milli üretim anlamında çok önemli bir misyonu yerine getiriyor.
Bu konudaki öyküsü de çarpıcı;
Erol Köstek Bey'e kulak verelim;
* "Birkaç yıl önceydi... Telefonum çaldı, 'Ben Profesör Mustafa Yüksel. Marmara Üniversitesi Göğüs Anabilim Dalı Başkanıyım. Sizinle tanışmak istiyorum' dedi. 'Buyurun, bekliyoruz' dedim. Fabrikamızı ziyarete geldiler. Ellerinde bir de valiz vardı. Valizde ne var diye merak ettik, doğrusu!"
* "Mustafa Yüksel Bey valizi açtı, bir sürü malzeme çıkardı. 'Hocam bunlar nedir' dediğimde, 'Bunlar Pektus'lu çocukların tedavi amacıyla kullandıkları aletler. Yurt dışından geliyor, dövizle satılıyor. Bu insanların alım gücünün olmadığını görüyorum ve üzüntümü bertaraf edemiyorum. Sizin bu işlere hassas ve duyarlı olduğunuzu söylediler' dedi. Ben de, 'Hocam biz bu ürünlerden hiç yapmadık ama bana numune bırakınız, biz bir dersimizi çalışalım' dedim."
* "Fabrikada ekibimi hemen topladım ve 15 gün içerisinde bir tane Pektus ürettik. Hocamı tekrar davet ettim, geldi, yaptığımız numuneyi önüne koyduk. İnanın gözlerinin yaşardığını gizleyemedi…"
* "Prof. Dr. Mustafa Yüksel'in kendi ifadesidir; bizim yaptığımız ürünlerin, Almanya'dan gelen ürünlerden daha kaliteli ve daha işlevsel ürün olduğunu söyledi. Böylece hem bize yeni bir iş dalı oluştu hem de yurt dışına ihracat yapma durumuna geldik."
* "Pektus'un tedavi amaçlı araçları gereçleri Almanya'dan, Rusya'dan ve Çin'den gelirken şimdi biz Avrupa'ya gönderiyoruz..."
***
Oldukça dokunaklı bir öykü...
Dediğim gibi; Erol Köstek, İstanbul, Tuzla'da faaliyet gösteren Gurbetçiler Plastik Sanayi ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu başkanı.
Sıkı bir Millî Gazete okuru.
Anadolu'nun ücra bir köyünde yokluklar içinde başlayan ama ortaya koyduğu iradeyle, çalışmayla, gayretle "bir başarı öyküsü"ne dönüşen hayat serüveni var…