Necip milletimizin "paketvekili" göreviyle şereflendirdiği bir grup insan olarak, ne iş yaptığımızın kamu nezdinde tam olarak anlaşılmaması üzerine, vazifemizle alakalı birtakım tavzihatta bulunma ihtiyacı hissettik.
Efendim, bizler paketvekilleri olarak esasen millet ve külliye arasında bir köprü vazifesi görüyoruz. Külliyemizin hazırladığı güzel paketleri alıp millete ulaştırıyoruz. Paketlerin içerisine bakmak ve onları incelemekle vakit kaybetmiyoruz. Zira içerisindekini değiştirecek durumda olmadığımızdan bakmamızın bir anlamı da olmaz.
Taşıdığımız paketlerden misaller vermek gerekirse:
Yargı paketi
Kamuda tasarruf paketi
Eğitimde reform paketi
Sağlıkta devrim paketi
Ekonomide teşvik paketi-1 (konut kredisi oranlarını düşürme paketi)
Ekonomide teşvik paketi-2 (ilki rağbet görmeyince, ikinci el konutlar da dahil edildi)
Aynı yılın üçüncü ekonomik teşvik paketi (hay Allah, millet oranları beğenmedi herhalde, biraz daha düşürelim bakalım)
Pandemiyle mücadele noktasında konut kredileri ile müteahhitleri yaşatma paketi
Deprem etkisiyle sarsılan inşaat sektörünü canlandırmak için konut kredisi paketi
Orman yangınları sonrası piyasayı ateşleme maksatlı konut kredisi paketi
Sel ile boğulan sektörlere hayat suyu verecek konut kredisi paketi
Fırtına ve kasırgaların yıkıcı etkisini yok etmek için nefes kredisi
Maden göçüğü felaketi sonrası hayata dönüş projesi (ismi şaşırtmasın aslında bu da bir konut kredisi teşvik paketi)
Heyelan sebebiyle piyasaların üzerine serpilen ölü toprağını atmak için konut kredisi yardım paketi
Enflasyonla mücadele için konut kredisi teşvikleri paketi
Ortada hiçbir sebep yoksa bile konut teşvik paketi
Kentsel dönüşüm için kredi teşvik paketi
Yeniden kamuda tasarruf paketi
Yine yargı paketi
İşimiz nakliye olduğu için bize "nakil adamlar" diyenler de var. Vazifemizin temeli "götürmek" üzerine kurulmuş olduğundan "Götür" uygulamasını kullanıyoruz. Bu arada, götürmek demişken misyonumuzu "Nakli-ye" şeklinde okuyanlar da olmuyor değil. Bir filminde pizza kuryeliği yapan Recep İvedik karakteri gibi, taşıdıkları paketlerdeki "promasyon"u yoldayken yiyen arkadaşlarımız da çıkabiliyor ama sizi temin ederim, asıl paketlere kimse dokunmuyor. Hatta diyebilirim ki "Adamlar yiyor ama çalışıyor" sözü bunun üzerine söylenmiş olabilir.