Türkiye Futbol Federasyonu, A Milli Takım Teknik Direktörü Vincenzo Montella'yı rahat bıraktı. Ayrıca Ay-Yıldızlı ekipte yeni jenerasyon oyuncuların ağırlıklı olduğu kadro seçimlerinin arkasında durdu. Böylece uzun vadede etkili olan oyun sistemiyle de 2026 Dünya Kupası elemelerinde Milliler beklenen, özlenen performansı verdi. Her ne kadar İspanya'ya karşı evimizde 6-0 gibi ağır mağlubiyet yaşasak da sonrasındaki Bulgaristan ile Gürcistan karşılaşmalarındaki olumlu oyun ve iyi skorlar bu durumu dengeledi. Mental yükseliş başladı. Özellikle Gürcistan maçında takımın bütünsel olarak yaptığı baskı, tribünlerden gelen destekle kısa sürede adeta gol olup yağmamızı sağladı.
Kenan Yıldız'ın adı gibi yıldızlaştığı Bulgaristan ile Gürcistan maçlarında, futbolun sürat ve çabukluk olduğunu yeniden öğrendik. Bireysel anlamda genç ve yetenekli çok sayıda oyuncuya sahibiz. Kenan'ın yanında Arda Güler futbolunu olgunlaştırmaya başladı. İsmail Yüksek fizik güç ve dinamizm anlamında çok etkili. Yunus-Kerem ikilisi gol yollarında olmazsa olmazlarımız. Savunmada Merih-Abdülkerim uyumu artıyor. Eren Elmalı ve Oğuz Aydın'ı çok beğendim.
Montella geçmişte Adana Demirspor'u çalıştırırken bizi yakından tanıdı. Şimdi o da bizden biri gibi oldu. Duygusal kırılmalarımızı, nelere takıldığımızı, neyi önemsediğimizi çok iyi biliyor... Bu bir yabancı teknik direktör için çok önemli avantaj. Her şeyden önce bir İtalyan sıcakkanlılığıyla, tavırlarıyla toplumun tamamına yakınının sempatisini kazanmış bir isim. Milli Takım'da güven duygusu çok önemlidir. Bu hem futbolcuların hem de toplumun teknik adama güvenmesidir. Montella ikisini de başarmış bir isim.