Kaybolan futbol

Her geçen gün çok sevdiğimiz futbolumuzu kaybettiğimizi takip ediyorum. Çünkü günümüz çağına uygun bir gelişim yok. Sonuca razı kaderci maçlar oynuyoruz. Bize ait olmayan oyunculardan kurulu kadrolar sahada mücadele etse de taraftarlar, bu futbolu bizden kabul edip alkışlamak için statları dolduruyor. Kulüpler kazanırken taraftarlar kötü futbolun sadece seyircisi konumunda kaybeden taraf oluyor. Yurt dışında forma giyen, eğitim görmüş kendi gençlerimize ait oyunculardan medet umar hale geldiler.

Galatasaray-Fenerbahçe derbisi beni maziye götürdü. Bir bayram günü oynanacak maçta Lefter, Turgay, Metin, Can gibi yıldız futbolcuların müsabaka öncesi konuşmalarına önem veren Türkiye yok artık. Takım oyununda arzu ettiğimiz çabuk düşünen, doğru karar verip hareket eden kadrolara önem veren, bu anlayışı benimseyen kulübümüz kalmadı.

Kendi futbol dünyamızda mevcut duruma boyun eğdik. Oysa dünya futbolu ile aramızdaki fark açılmakta ve alttakiler bizi geçme yolundayken biz bu farkın farkında değiliz! TFF bu açığı kapatmak için yüksek gayret göstermesine rağmen tribünleri dolduran seyircilere günün gerekli futbolunu takdim edemiyor. Demek ki dünya futbolu karşısında yerimizi bilen teknik adamlar geliyor ve bize bir şey katmadan gidiyorlar. Genellikle yaşlı ve emekli olacak durumdaki ya da ünlü olmak için futbolu yeni bırakmış eski oyuncuların teslim aldığı düzenimiz, son zamanlarda temposuz-uyumsuz performans sergiliyor. Rekabet ortamı yaratılamıyor. Olaya doğru bakarsak futbolumuz kendi gençlerimize eğitim ve destek verilerek iyi yere gelebilir. Türk futbolu budur!