Nedeni malum! Önümüzü kesen dış güç hep var. Farklı toplumuz. Onlar egemen olmak ister daima. İcatla onu kullanırken doyuma ulaşan yapıya itiliriz. Adam sendecilik önde. Geçmişte geleceği görsek de çabuk doyuma ulaşıyoruz. Kısacası günlük bir hayatımız var!Örneğimi yaşayan kişi olarak kendi alanımda neden eksideyiz hatırlatmak istedim. Artık çok geç ama bunu hep bildi yetkililer! Ancak yine de hatırlatmak gerekir. Genç bir teknik adam olarak futbola verdiğim hizmet inkâr edilse de sadece şu gerçekle dikildim: Doğru eğitim ve yetenek tespiti. 1982'de İngiltere'ye giderken çok acemi ama kafam ülkeme hizmetle doluydu. Orada Bobby Robson'la sonra Dettmar Cramer'in Köln Akademisi'ndeki bilgi alışverişim, Hollanda'da Ajax'taki çalışmalarım futbola bakışıma etkili olmuştur. Dünya futboluna duyulan yakınlık sahaya yansısın diye Beşiktaş, Milli Takım, Yeşilköy'deki okul çalışmalarım dönemin futbol büyükleri Sabri Kiraz, Hasan Polat ve Fahri Somer'le benim düşünceme sahip çıkanlarca önemsendi. O günkü medya mensupları; yazılarla, söylemlerle başarılara önem verdi! Artan karşı koymalara rağmen futbol ve gençlere olan güveni bir anda beni uçurdu. O dönemde anılmayan bir kıta vardı: Avustralya! Özellikle spor ve futbolda hiç yoktular! Onlar şimdi 75 bin seyirci önünde FIFA Kadınlar Dünya Kupası düzenleyip oynama şansı yakaladı. Robson bana "Gelecek orada" demişti. Harry Kewell, bana Beşiktaş'a aracı olmam için yapılan teklife karşın