Araplara Teröristbaşına mektup yazdırtmak hangi aklın eseri!

Suriye'de silah bırakmaya ayak direyen ve "YPG'den ibaret" olarak tanımlanan SDG'ye askeri operasyon gündemde iken, Arap aşiretlerine Öcalan'ın talimatıyla SDG'de Öcalan'ın yanında saf tutmak üzere İmralı'dan davet mektubu göndertmek hangi aklın eseridir

Rojava ve Suriye'deki Arap aşiretlerine Öcalan tarafından gönderilen mektupla verilen, "Kürtler ve Araplar birlikte yaşamalıdır. Bu aynı zamanda SDG'ye desteğinize de bağlıdır. SDG'ye desteğiniz büyük önem ve anlam taşımaktadır." ifadelerinden beklenen yarar nedir

Ve bu mektupla davet edilen Arap aşiretlerinin SDG'de, Öcalan'ın yanında saf tutmasının olası SDG'ye düzenlenecek bir askeri operasyonda doğuracağı sonuçlara ilişkin bir öngörü var mıdır

Üstelik tam da SDG içerisinde Kürt olmayan diğer unsurların rahatsızlıkları had safhada iken...

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın DEM Partililere söylediği gibi, "Suriye Kürtlerden, Kürtler de PKK'dan ibaret değil!" sözü dikkate alındığında sürecin hangi akıl tarafından ve hangi amaçla nasıl şekillendirildiği sorusu daha da karmaşık bir hal alıyor.

SDG, YPG ağırlıklı olsa da içerisinde PKK'ya muhalif Kürt aşiretlerine, kimi Türkmen, Asur, Ermeni ve Süryanilere yer veriyor. YPG'nin SDG içerisindeki ağırlığını %70 olarak değerlendiren çeşitli istihbarat raporları var.

SDG içinde, başta onlarca Arap aşireti olmak üzere birçok farklı etnik ve siyasi grup, YPG/PYD'nin kendilerini SDG adı altında İsrail'in vekil savaşçısı olarak pazarlamasından ve Suriye'yi Kürtlerden, Kürtleri ise PYD/YPG'den ibaret görmesinden duyduğu rahatsızlık giderek artarken, Arap aşiretlerinin SDG'de, Öcalan'ın yanında saf tutması için İmralı'dan Öcalan mektubu ile davet ettirilmesi gerçekten de şaşırtıcı ve düşündürücü!

Cumhur İttifakı iktidarının, "PKK ve farklı coğrafyalarda ve isimler altında faaliyet gösteren tüm uzantıları, nerede olduklarından bağımsız olarak bir an önce fesih kararını almalı, derhâl ve koşulsuz olarak silahlarını teslim etmelidir" kararını hiçe sayıp, ardı ardına şartlar ileri süren terör örgütü PKK aynı zamanda, iktidarın kamuoyunda oluşturmaya çalıştığı "bu bir al-ver süreci değil, pazarlık yapılmıyor" algısının da koca bir yalan olduğunu ortaya çıkardı.

Silah bırakmayacağını açıklayan PKK'nın Suriye kolu YPG/SDG, Suriye Geçici Hükûmeti ile 10 Mart'ta yapılan anlaşmaya aykırı şekilde entegre olmamak için direndiği için şimdi kaçınılmaz olan askeri çözüm seçeneği gündemde.

Çözüm Süreci kilitlenince de yeni açılımın mimarı Devlet Bahçeli, 8 Eylül'de, "PKK'nın kurucusu ve fesih kararı alan ve bunu örgütüne yaptıran tek inisiyatif sahibi kişi olarak Öcalan'ın yeni bir açıklamayla 27 Şubat çağrısının örgütün Suriye'deki kolu ve Avrupa'daki yapılanmasını da kapsadığını hatırlatması, bu çağrının yerine getirilmesi bu konudaki tartışmayı da bitirecektir." açıklamasıyla bebek katili, terörist başına çağrıda bulundu.

Ancak çağrının üzerinden iki hafta geçmiş olmasına rağmen Bahçeli'nin beklentisine karşılık bir ses çıkmadı. Buna rağmen terörist başı 33. Uluslararası Kürt Kültür Festivali'ne mesaj gönderdi,