Toplan, kına ve dağıl!

Direniş yurdu Gazze'yi çepeçevre saran soykırım süreci, üç hafta sonra, 7 Ekim 2025 tarihinde tam olarak ikinci senesini dolduracak.

İsrail'in eliyle gerçekleşen 21. yüzyılın en büyük soykırımı, tüm dünyanın gözleri önünde, büyük çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu 65 bin masumu hayattan kopardı. Resmi olmayan rakamlara göre, bu sayının, savaş bittikten sonra, devasa enkazların altındaki cenazelerin çıkarılmasıyla birlikte 200 bine kadar çıkabileceği konuşuluyor.

İnsanlık namına hiçbir ahlak kaidesi tanımayan soykırımcı İsrail, bir yandan Gazze'yi tarumar ederken diğer yandan da çevresindeki İslam ülkelerini bombalamaya devam ediyor. İsrail, bu kapsamda, 9 Eylül'de Katar'daki HAMAS müzakere heyetini hedef alan terörist bir saldırı gerçekleştirdi.

Bu menfur saldırının hemen ardından Katar'ın başkenti Doha'da, İslam ülkelerinden devlet başkanları, cumhurbaşkanları, başbakanlar ve onlarca üst düzey ismin katılımıyla "İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi" gerçekleşti.

Bu şaşaalı zirvede, küçük de olsa, bir umut, Gazze'yi kurtarmaya yönelik bir karar çıkar mı diye düşünenlerin beklentileri maalesef yine boşa çıktı. Zirvede konuşma yapan İslam ülkeleri liderleri, bolca kınama, temenni, durum tespiti ve "uluslararası toplumu göreve çağırma" seansında bulunduktan sonra geleneksel hatıra fotoğrafı çekildi ve hiçbir etkili yaptırıma imza atamadan uçaklarına binerek ülkelerine geri döndü.

Yıllardır İsrail'in saldırganlığına karşı tek bir olumlu etkisine şahit olamadığımız bu toplan-dağıl zirvelerinin Siyonistleri zerre kadar endişelendirmediğinin en açık kanıtı, İsrail'in Doha Zirvesi'yle eş zamanlı olarak, bir gece yarısı on binlerce işgal askeriyle "Gazze'ye kara harekâtı" başlatması oldu.

Katar'daki zirvede birçok lider konuştu ama Malezya Başbakanı Enver İbrahim, bir başka konuştu. İbrahim'in özellikle bir sözü çok anlamlıydı: "Kınamalar füzeleri durdurmuyor." İbrahim, konuşmasının devamında İsrail'le hâlâ diplomatik ve ticari ilişkiler yürüten İslam ülkeleri liderlerine sitemli bir şekilde şöyle seslendi: "Daha ne bekliyorsunuz Gerek diplomatik gerekse ekonomik, Gazze yok olmadan kesin artık şu ilişkilerinizi." Malezya Başbakanı, bu konuda söz söyleme hakkına fazlasıyla sahip bir isim; zira Malezya, "İsrail'i devlet olarak tanımama" haysiyetini gösterebilen nadir ülkelerden bir tanesi.

Peki ya İsrail'le diplomatik ve ticari ilişkilerini her şeye rağmen devam ettiren İslam ülkeleri liderlerine ne demeli Peki ya İsrail'in gücüne güç katan "Abraham Anlaşmaları" denilen fitne çarkına bilerek isteyerek dahil olan İslam ülkelerinin liderlerine ne demeli Bu beyefendilerden bazıları, boylarını fazlasıyla aşan öyle kelamlar ettiler ki; sanırsınız her biri Gazze'deki cihat cephelerinden daha yeni çıkıp üzerlerindeki kurşun tozuyla Doha'daki zirveye öyle katılmışlar!