IYFO'dan dostlarla "Ümmet hasbihâli"

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v), "Öldükten sonra kişinin amel defterini açık tutacak üç şey vardır" buyurur: Bunlardan birincisi hayırlı evlat, ikincisi sürekli faydalanılan ilim; üçüncüsü de sadaka-i cariye yani insanların istifade ettiği hayır kurumudur.

Merhum Necmettin Erbakan Hocamız 70 yıl öncenin olağanüstü zor şartlarında başlattığı İslami mücadeleyi, kurumlarla kökleştirdi, zenginleştirdi. Şu an bu satırları okuduğunuz Millî Gazete'miz de dahil olmak üzere, onlarca Millî Görüş kuruluşu, her biri kendi alan ve imkânları dahilinde, küresel zulüm düzenine bir alternatif oluşturmak amacıyla mücadele veriyor.

Bu güzide kurumlardan biri de Uluslararası Gençlik Forumu (IYFO).

Geçtiğimiz Pazar günü IYFO İstanbul Şubesi'nin aileler için düzenlediği tekne turu etkinliği vardı. Eşim ve kızlarımla birlikte biz de programa ailece iştirak ettik. Gayet samimi, mütevazı, kültür ve hassasiyetlerimizle uyumlu bir etkinlikti. Etkinlikte, çeşitli mesleklerden kendilerini geliştirmiş, fikir sahibi ve hepsinden önemlisi "ümmet hassasiyeti" olan onlarca insanı buluşturan bir hasbihâl ve istişare meclisi kuruldu.

Millî Gençlik'in güler yüzlü ağabeyi IYFO Genel Başkanı Yılmaz Balçın, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ve beraberindeki heyetle birlikte gerçekleştirdikleri Malezya ziyaretinden izlenimlerini anlattı. Yılmaz ağabeyin, Malezya İslam Partisi lideri, asırlık çınar Abdulhadi Awang'dan taşıdığı mesajlar vardı; bize şunları iletmişti Muhterem Awang; "Gençler, Siyonizm'le mücadelemizde, nitelikli Müslüman genç sayımızı çoğaltmak zorundayız. Bir yabancı dil öğrenin ve hatta iki ve daha fazlasını da öğrenin. Kendinizi çokça geliştirin."

Tam da bu bağlamda, IYFO'nun destekleriyle yurtdışında eğitimleri sürdüren gençlerin varlığı büyük önem arz ediyor. IYFO'nun desteklediği bu gençler, yurtdışında yabancı dillerini olgunlaştırıp yeterli donanımı kazandıktan sonra, uluslararası projelerde hizmete atılıyorlar.

Hasbihâl masamızın ana konularından biri de Gazze direnişiydi. IYFO, gerek 7 Ekim öncesinde gerekse sonrasında Filistin mücadelesine koşulsuz destek sağlayan başlıca sivil toplum kuruluşlarından biri. Millî Gazete'den mesai arkadaşım Emre Gürbüz'le birlikte bulunduğumuz masada, Gazze adına yapılanlar, yapılabilecekler üzerine fikir alışverişinde bulunduk.

Bir diğer ana gündemimiz de Gazze'ye umut taşıyan Küresel Sumud Filosu'ydu. Bu aşamada sözü hakkı olana, yani Tunus'tan yeni dönen Cihan Gülfidan kardeşimize teslim ettik. Zira bu vesileyle, filonun hazırlanma sürecinde Tunus'taki atmosferi ve heyecanı canlı şahidinden dinleme imkânı bulduk.

Cihan'ın ifadelerinin hepsi çok güzeldi lakin şu cümle ayrı bir güzeldi; şöyle dedi Cihan: "Hayatımda hiç bu kadar pişmanlık yaşamamıştım, keşke bir gemi teknikeri ya da gemilerin bakımından anlayan bir elektrikçi, bir tesisatçı olsaydım. Gemi ile ilgili bir mesleği olanları filoda baş tacı ediyorlardı. Bu mesleklerden birine sahip olsaydım filonun Gazze yolculuğunda ben de olabilirdim, keşke nasip olsaydı, çok isterdim." Ameller niyetlere göredir, inşallah filoda yer bulan da, çok istediği halde bulamayan da ilahi huzurda karşılığını görecektir.