TAMMUZ

Tammuz'un ortasını geçtik geçmesine de, bu ayı size farklı yönleri ile tanıtmak istiyorum. Miladi olarak yine tanrılara adanan yeni bir aya girdik. Hicri olarak bu ayda Hac ve Kurbanımız var. Bu Tammuz hikayesi, Rumi takvimde de vardı. Çünkü Osmanlı imparatorluğu Müslümanların Halifesi ve Doğu Roma Bizans'ın imparatorluğu sıfatını taşıyordu. Dolayısı ile Rumi takvim aslında Ay ve Güneş takviminin bir karması idi. Ayrıca dileyen MiladiŞemsi, dileyen HicriKameri, dileyen de Şemsi Kameri takvimi yani Rumi takvimi kullanabiliyordu. İmparatorluk coğrafyasında mali takvim Rumi takvimdi, ama toplum kendi inancına göre dilediği takvimi seçerdi. Bu "Temmuz" Cumhuriyete geçerken, Rumi takvimden bize geçti. Rumi takvim de Tanzimat ve devamı İttihatçı kafası ile hazırlanmıştı zaten "Temmuz" Aramice'de, Arapça'da, İbranice'de, Sümerlerde, Akadlarda da kullanılıyordu. Arapça'da sıcaklığı ifade ederken, Sümerlerde bir tanrı adı idi. Tammuz Tanrıça İanna namı diğer İştar'ın tanrı kocasının adı idi. Kocası "Dumuzid" olarak da dillendiriliyordu. Bu tanrıdan bahis bugünkü Tanah'da geçer. Ehlileştirilmiş hayvanların ve onların çobanların, bakıcılarının, kırların, ekinlerin ve hasadın koruyucusu tanrısı olacak aynı zamanda "çevreci" bir tanrıdır. Tammuz'un senenin bir tohum ya da uykudaki hayvanlarla yarısını yer altı dünyasında "ölüler ve uyuyanlar dünyasında" geçirdiğine, diğer yarısını ise İnanna'nın uyandırması ile dünyada "tabiatın