Uluslararası Hukuk ve Gazze katliamı
Abdullah Şanlıdağ
İsrail-Filistin çatışması, dünyanın en karmaşık ve en uzun süre devam eden savaşlarından biridir. Sapan taşı ile kendisini savunan Gazzeli çocukların öyküsüyle başladı her şey.
Özellikle 7 Ekim 2023 sonrası Gazze Şeridi'nde yaşanan gelişmeler, uluslararası toplumun dikkatini yeniden yoğun biçimde bu bölgeye çekmiştir. Gazze'de yaşanan ağır insan hakları ihlalleri, sivillere yönelik saldırılar, çocukların kitlesel şekilde öldürülmesi ve sağlık sisteminin çökertilmesi, hem uluslararası insancıl hukukun hem de insan hakları hukukunun ciddi biçimde ihlal edildiğini göstermektedir. Gazze'ye giden insani yardımların dahi engellenmesi, insanlık dışı bir harekettir.
Bu makalede, Amerika Birleşik Devletleri'nin İsrail'e verdiği askeri, ekonomik ve diplomatik desteğin bu süreçteki rolü tartışılacak; ayrıca yaşanan gelişmelerin uluslararası hukuk, etik ve siyaset bilimi açısından değerlendirmesi yapılacaktır.
ABD-İsrail İlişkileri: Tarihsel Arka Plan
ABD'nin İsrail'e olan stratejik desteği Soğuk Savaş dönemine kadar uzanmaktadır. Ortadoğu'da Batı yanlısı bir müttefik olarak konumlanan İsrail, ABD için bölgesel çıkarların korunmasında kritik bir rol üstlenmiştir. ABD, her yıl İsrail'e yaklaşık 3,8 milyar dolarlık askeri yardım sağlamaktadır. Ayrıca İsrail'in Gazze ve Batı Yaka'daki politikalarına karşı uluslararası forumlarda getirilen kınama kararlarını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde sıklıkla veto etmektedir. Bu destek, İsrail'in bölgedeki askeri operasyonlarını daha da sürdürülebilir hale getirmektedir.
Gazze'de İnsan Hakları İhlalleri
Son dönemde Gazze'de yaşanan gelişmeler, uluslararası insan hakları örgütleri ve Birleşmiş Milletler raporlarında geniş biçimde belgelenmiştir. UNICEF'e göre Gazze'de binlerce çocuk hayatını kaybetmiş veya ağır yaralanmıştır; yaklaşık 4.000 çocuk ampüte durumundadır. BM İnsan Hakları Konseyi, sivillere yönelik saldırıları, sağlık tesislerinin hedef alınmasını ve insani yardımların engellenmesini uluslararası insancıl hukukun ağır ihlalleri arasında saymaktadır. Özellikle Cenevre Sözleşmelerinin 3. ve 4. maddeleri sivillerin korunması açısından açık hükümler içerirken, mevcut uygulamalar bu hükümlere aykırı bir tablo sergilemektedir.
Etik ve Siyasal Boyut
Gazze'de yaşanan şiddet ve kitlesel ölümler, yalnızca hukuki değil, aynı zamanda etik bir tartışmayı da gündeme getirmektedir. ABD'nin bazı siyasetçileri ve kamuoyu figürleri, Gazze'deki sivilleri "terörist" olarak nitelendirmekte ve insani yardım faaliyetlerini kriminalize etmektedir. Bu yaklaşım, "kolektif cezalandırma" anlayışını normalleştirmekte ve sivillere yönelik saldırıları meşrulaştırıcı bir dil üretmektedir. Siyaset bilimi açısından bu durum, uluslararası normların çifte standartlarla uygulanması problemine işaret etmektedir. Dolayısıyla ABD İsrail'e olan bu desteği devam ettiği müddetçe, gelecekte Gazze diye bir şehir olmayacaktır.
Uluslararası Hukuk Açısından Değerlendirme
İsrail'in Gazze'de yürüttüğü operasyonlar; soykırım suçu, insanlığa karşı suçlar