Suriye'deki tabloyu İslam dünyasının lehine çevirebiliriz

Suriye'deki tabloyu İslam dünyasının lehine çevirebiliriz

ABDULLAH ŞANLIDAĞ

Suriye'deki tablo öncesinde, yerelde ikinci parti durumuna düşmüş olan Ak Parti, 8 Aralık ile beraber devasa bir hikâyeye kavuşmuş oldu. Bu CHP olduğu müddetçe Ak Parti, daha çok hikâyelere imza atar.

Böyle tarihi fırsatları her zaman yakalamak mümkün olmaz. Ak Parti iktidarının bu olumlu ve de süper avantajı Türkiye'nin ve mazlum Suriye halkının lehine çevirmesi gerekiyor. Hem buradan Gazze'ye de bir çıkış yolu bulabiliriz.

Rusya ve İran'ın yorgun düşerek, Suriye'deki oluşan tabloya sessiz ve duyarsız kalmaları, hiç şüphesiz İslam dünyasının kısmen de olsa rahatlamasına ve Suriye'nin istikrarlı bir düzene kavuşmasına vesile olacaktır. Arap Baharı ile bu sevinci yaşayamayan İslam dünyası, son tablo ile rahat bir nefes alacaktır. Eğer Suriye düşüp parçalansaydı veya zalim Esad düzeni devam etmiş olsaydı, İsrail ve ABD'nin bölgedeki emelleri gerçekleşmiş olacaktı. Eğer Suriye'deki oluşan yeni tabloyu kendi lehimize çeviremezsek, Amerika'nın Kürt tabanlı terör devleti ve İsrail'in Arz-ı Mev'ud hayali inşası bitmeyecektir.

Gazze'de şu ana kadar bir kazanım elde edemedik. Aksine İsrail terör devletinin vahşet ve soykırıma dayanan politikası ve bölgede yürüttüğü savaş nedeniyle HAMAS, birçok liderini kaybetti.

Hizbullah yara aldı. Lübnan perişan.. İran da izole edildi. Hiç şüphesiz Suriye'deki oluşan tablo, biz Müslümanlara yeni bir sayfa açtı. ABDnin yeni müstekbir tağutu Trump, freni patlamış kamyona benzer. Nerede duracağı, ne yapacağı bilinmez. Rusya ile bağımız kopmasa da bundan sonraki süreçte beraber yürüme imkânımız yok. Artık herkes yeni kartlarını açtı. Batı dünyasının da sadra şifa olacak bir hikâyesi ve insanlığa söyleyebilecek bir sözleri yok ama Türkiye için en azından şuan için başka bir çare de gözükmüyor.

Suriye'de 61 yıllık BAAS rejiminin çökertilmesi ve 53 yıllık Esad idaresinin devrilmesi elbette önemli. Türkiye, Batı dünyasıyla birlikte hareket edecekse, Suriyede dizayn edilecek düzenin inşasında rol almak durumundadır. Bu rol alma, Suriyenin içişlerine karışma veya toprak kapma kaygısı değildir. Malum HTŞ, uluslararası arenada terör örgütü listesinde yer alıyor. Bizim için PKKYPG ne ise Batı için de HTŞ o. Türkiyenin Suriyedeki tüm kimlikleri sahiplenmesi gerekiyor. Bu mazlum coğrafyada hep birileri kazanırken, kaybeden Müslümanlar olmasın. "Coğrafya kaderdir" diyoruz ya. Ak Parti iktidarı, hem kendi içindeki ve hem de Suriye'deki Kürtlere yönelik evrensel ve insani bir politika yürütmelidir. Etnik ve mezhepsel konular çok hassastır. Suriye'nin yüzde 70'i Sünni ve Arap'tır. Geriye kalan nüfusun bir kısmı Kürt, kalanı ise Türkmen'dir. Yani sosyolojik yapı oldukça karmaşık ve zordur.

1970'lerden bu yana Suriye'yi, Şiiliğe çok yakın Nusayri bir aile yönetti. Bundan sonraki süreçte Nusayriler dönemi kapandı. Zâlim Esad yönetiminden dolayı Suriye'de seküler bir yönetim hakimdi. Şimdi HTŞ dahil yeni grupların ağırlıklı referansı İslam.