Sudan'da neler oluyor
ABDULLAH ŞANLIDAĞ
"Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim.
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım." (Mehmed Akif Ersoy)
Bizler Gazze'de ağlayan çocuklara, Doğu Türkistan'da susturulan dualara, Arakan'da yakılan köylere gözyaşı dökerken, bir başka coğrafyada, Afrika'nın kalbinde, Nil'in kıyısında bir millet sessizce yok oluyor: Sudan.
Sudan, bir zamanlar bereketli topraklarıyla, Nil'in armağan ettiği yaşamla, kadim medeniyetlerin beşiği olan bir ülkeydi. Fakat bugün, dünya haritasında sadece kanla ve külle anılan bir gölgeye dönüştü.
Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) arasında 2023'te başlayan iç savaş, artık sadece iki gücün çatışması değil; bir halkın, bir kültürün, bir geleceğin yok oluş hikayesi haline geldi.
Darfur'un batısında yaşananlar bir "çatışma" değil, bir insanlık suçu…
Kentler yakılıyor, köyler boşaltılıyor, insanlar kimliklerinden, çocuklar çocukluklarından koparılıyor.
Birleşmiş Milletler rakam veriyor:
10 milyon insan evsiz, 30 milyon insan açlıkla boğuşuyor, 15 milyonu çocuk…
Ama rakamlar, Sudan'ın acısını anlatmaya yetmiyor.
Çünkü her sayı, bir annenin feryadı; her istatistik, bir çocuğun adını unuttuğu bir oyuncak kadar gerçek.
Dünya bu vahşeti görmüyor.
Gazze bombalanırken kameralar orada, Ukrayna işgal edilirken manşetler orada…
Peki Sudan
Sanki orada yaşanan ölümler daha sessiz, daha ucuz, daha önemsizmiş gibi…
Oysa insanlık, bir coğrafyanın adıyla değil, bir kalbin çığlığıyla ölçülmeli.
Altın yataklarının üzerinde açlıktan ölen çocukların ülkesi…

3