Kiraz ağaçlarının altında verilen nasihat

Kiraz ağaçlarının altında verilen nasihat

ABDULLAH ŞANLIDAĞ

1980'li yıllarda, Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde, yukarı Pazarcık Mahallesi'nde geçen çocukluğum; bir toprak evin, on dekarlık bir bahçenin ve o bahçeye sinmiş bir hayat ahlakının içinde şekillendi. Dedem, namazında niyazında, hayatını ibadetle emek arasında dengeli bir çizgide sürdüren bir insandı. TCDD'den emekli dedemin ayağı sakat olduğu için bastonla gezerdi. Sabah namazını cemaatle eda eder, ardından dünyaya dalmadan önce kuşluk namazıyla Rabbine yönelirdi. Bu tavır, İslam'ın sadece camide değil, hayatın tamamında yaşanması gerektiğinin sessiz bir tefsiriydi. Ama o yıllarda ben o tefsiri idrak edebilecek yaşta değildim.

Henüz on iki yaşındaydım. Kiraz ağaçlarının gölgesinde bana Kur'an'dan bir ayeti hatırlattı:

"Emrolunduğun gibi dosdoğru ol." (Hûd, 112)

Ardından şu nasihati ekledi:

"Kimseye zulmetme ama sana zulmedilmesine de razı olma. Alın terinin dışındaki kazanca heves etme. İçki, kumar, fuhuş ve uyuşturucu insanı ve toplumu felakete sürükler."

Bu nasihat, İslam'ın toplumu ayakta tutan temel ilkelerinin özlü bir ifadesiydi. Zira Kur'an'da doğruluk (istikamet), adalet ve emek; bireysel erdemler olmanın ötesinde toplumsal düzenin temelleri olarak sunulur. Tabi bunu yıllar sonra anladım.

İstikametin Kaybı ve Modern Savrulma

Bugün geldiğimiz noktada, özellikle şöhret dünyasında yaşanan çöküş, bu istikametin kaybedildiğini açıkça göstermektedir. Sanatçılar, sporcular ve ekran önünde olan birçok insan; uyuşturucu, bağımlılık ve ahlaki savrulma girdabında yok olup gitmektedir. Sosyolojik olarak bakıldığında bu durum, "anomi" yani normsuzluk halinin tipik bir tezahürüdür. Değerlerin çözülmesiyle birlikte birey, neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edemez hale gelir.

İslam, insanın nefsini sınırsız bırakmaz. Çünkü sınırsızlık özgürlük değil, esarettir. Kur'an'ın içki ve kumarı "şeytan işi pislik" olarak tanımlaması (Maide, 90), sadece bireysel zararlar nedeniyle değil, toplumu çökerten sonuçları sebebiyledir. Bugün ünlüler üzerinden normalleştirilmeye çalışılan bu davranışlar, genç nesiller için rol model etkisi oluşturmakta ve ahlaki erozyonu hızlandırmaktadır.

Şöhret, Güç ve Nefsin İmtihanı

Şöhret, modern çağın en ağır imtihanlarından biridir. İnsan, bir anda para, güç ve sınırsız imkânla karşılaştığında; eğer sağlam bir iman ve ahlak zemini yoksa savrulması kaçınılmazdır. Dedemin "alın terinin dışındaki kazanca rağbet etme" uyarısı, bu noktada derin bir sosyolojik hakikati işaret eder. Emeksiz kazanım, insanı hem nimetin şükründen hem de sınır bilincinden uzaklaştırır.