Katliamı ayakta alkışlayanlar

Siyonist İsrail devletinin Başbakanı Netanyahu, ABD Kongresi'ne hitap ettiği sırada yalanlarını sıralarken, Gazze'deki soykırımın ortağı ABD ise bu konuşmayı ayakta alkışladı. Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı tarafından tutuklanması talep edilen Netanyahu, 40 bin kişinin katili olduğu halde, neden konuşması sırasında sık sık ayakta alkışlandı Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarındaki katliamların sorumlusuİsrailBaşbakanıNetanyahukongreye hitap ettiği esnada oradaki tağut zalimler, "Ey İsrail, Gazze'de dilediğini yap, biz senin arkandayız" mesajını verdiler.

Kongre üyeleri soykırımı ayakta alkışlarken, elindeki pankartla Netanyahu'yu protesto eden Temsilciler Meclisi üyesi Rashida Tlaib'i tebrik ediyorum. Zalimin yüzüne haykırmış ve Netanyahu'nun savaş suçlusu bir Firavun olduğunu tüm dünyaya duyurmuştur.

Bir önceki makalemde İsrail'in suç ortaklarının ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa olduğunu yazmıştım. ABD meclisinde aslında katiller birbirini alkışladı. Netanyahu Amerika'nın tetikçisidir. Siyonist kasabın ayakta alkışlanması elbetteki tarihe kara bir leke olarak geçecektir. Gelecek kuşaklar, yeryüzünde bu zulümler sergilenirken sayıları 2 milyara yaklaşan Müslümanların neden sessiz kaldıklarını da sorgulayacaktır.

11 Temmuz'da Newsweek'e verilen röportajda,"Masum insanların tedavi için gittikleri hastanelerde, ambulanslarda, pazar yerlerinde, insani yardımların dağıtıldığı merkezlerde ve güvenli olarak tanımlanan bölgelerde İsrail tarafından acımasızca öldürülmesinin en ağır insan hakları ihlali olduğuna inanıyoruz. Ancak ABD yönetimi bu ihlalleri görmezden gelmekte ve İsrail'e en büyük desteği vermektedir. Bunu da bu ihlallerin suç ortağı olma pahasına yapmaktadır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha haklı çıktı. Zaten şu anda Erdoğan'dan başkasının sesi çıkmıyor. Herkes dilsiz şeytan olmayı kendisine şiar edinmiş.

Yaşımız kemale erdi artık. Zamanın şeridini geriye doğru sardığımda, insanlığın birbirine yaptığı zulmün tarihçesini Habil ile Kabil'e kadar götürmek mümkün. Öyle ya; Kufe halkının da desteğini alarak, Hz. Peygamberin torunu Hüseyin'in Kerbela'da kafasını kestiren Yezid'e hizmet eden de Müslümandı. Hem de valilik vaadi ile işlemişti bu cürmü. Cennetle müjdelenen sahabenin oğlu Ömer Bin Saad, Kufe valiliğini kaçırmamak için elini kana bulamıştı. Netanyahu da eli kanlı bir terörist ve soykırım suçu işleyen birisi olarak tarihe geçecek. İşte böyle, dünyamızı kana bulayan zalimlerle aynı dünyada yaşıyoruz.

Biz Müslümanlar, savaşı bitirmek için elimizden geleni yapıyoruz ama maalesef, zalimler her seferinde can evimizden vuruyorlar bizi. Binlerce çocuğun kanı akıtıldı Gazze'de. Binlerce masum sivil katledildi. Peki niçin Gazze halkını göçe zorlayarak, elinize ne geçecek Filistinlileri yeryüzünden silip atmayı kafasına koyan İsrail terör devletine dur diyebilecek ortak bir pakt oluşturmamız gerekiyor.

Meğerse "Amerika katil!" diyen Mahzuni Şerif haklıymış. Halk ozanının doğruluğunu 50 yıl sonra idrak ediyoruz. Bugün Gazzede anneler, çocuklarını zulme kurban veriyorlar. Ateş, düştüğü yeri yakmaya devam ediyor. Ve bizler, yanan ateşi sadece seyrediyoruz. On binlerce masumun kanları, Netanyahu ve Biden'ın ellerinde!