Fetö'ye dair düşüncelerim

Gülen hareketine hiçbir zaman sıcak bakmadım. Öğrencilik yıllarımda Ankara'da okurken, Balgat Etaş'ta Refah Partisi'nin genel merkezi ve hemen yanında da küçük ama çok güzel bir cami vardı. 1989'lu yıllardı. Dışkapı'da Milli Gençlik Vakfı'nın öğrenci yurdunda kalıyordum. Hafta sonları Balgat'a ve Demetevler'e gider, merhum Necmettin Erbakan ve Esad Coşan Hocanın özel sohbetlerine katılırdım. Onları dinlemek, bana manevi haz verirdi. O yıllarda Erbakan Hoca, Gülen hareketi hakkında; "bunlar patates dinine mensup" derdi. Merhumun her konudaki konuşmaları isabetli olduğu gibi, sonradan paralel yapı ve Fetö şeklinde isimlendirdiğimiz terör örgütünün hakkındaki tespitleri de doğruydu. Fetö elebaşının İsrail ve CIA ile olan irtibatını da anlatmıştı Erbakan Hoca. Ben bunları bildiğim için 1996 yılında Vakit gazetesinde yazdığım bir yazıda, Türkiye'de 3 isme dikkat edilmesinin altını çizmiştim: Adnan Oktar, Haydar Baş ve Fetullah Gülen. Çok tehdit almama rağmen, Gülen hakkında daha sonraları da yazdım ve radyo konuşmalarımda da değindim.

Allah gani gani rahmet eylesin, merhum Erbakan Hoca, Fetullah Gülen'in Amerika'nın ılımlı İslam projesine hizmet ettiğini söylerdi. Nihayetinde söylediklerinde yine haklı çıktı. Ergenekon çetesini çökertmek için paralel yapının yargıdaki gücünü kullanan AK Parti, bu örgütlü çetenin devlete palazlandığını ve tüm kurumları ahtapot gibi sardığını görünce, öncelikle örgütü terör sınıfına dahil etti ve bir milat başlattı. Lakin Fetö soruşturmalarında tam adalet sağlanamadı. Fetö'nün esas büyükbaş dediğimiz çekirdek kadrosu yurt dışına kaçmayı başardı. İçeride kalan gariban ve ayak sınıfı ile uğraştık. Çukurova'da pamuk toplayarak, çapa çalarak evladını okutan adamdan terörist olmaz. Hasbelkader bir şekilde okumuş öğretmen olmuş, mahkemede katip olmuş. Sonra bir şekilde örgütün dershanesine gitmiş, o yıllarda yasal olan bankasına para yatırmış, sohbet halkasına katılmış tüm insanları Fetö mensubu diyerek yargıladık. Bugün Yargıtay'ın tekrar görevlerine iade ettiği kişilerin hepsinin hakkında takipsizlik kararı veya berat mı var Alt kademe soruşturmaları ve sonrasında hapis cezası alan kişilerin hakkında gerekli deliller var mıydı

Fetö'nün uyuyan ya da uyuduğunu zannettiğimiz hücreleri yeniden teyakkuz halinde. Bu zalim ve hainlerin 15 Temmuz darbe girişiminde 250 vatan evladını katlettiklerini unutmayalım. "Su uyur, düşman uyumaz"

Fetö'yü bitirdiğinizi zannedersiniz, rehavete kapılırsınız, hiç beklemediğiniz anda sizi arkanızdan hançerleyebilir. Fetö, sadece Fetö'den ibaret değil. Arkasında CIA'nın olduğu bir örgütün ne zaman harekete geçeceği, nasıl bir hamlede bulunacağını kestiremezsiniz. Hasta ve yaşlı olan Gülen'in artık örgütü yönetemeyeceği kanaatinde olanlar yanılıyorlar. Örgütün en azından Türkiye'de büyük ölçekte çökertildiğini ve zafiyet yaşadığını ben de kabul ediyorum. Lakin Gülen sonrası için mücadele eden ve onun yerini almak isteyen sayısız insan var. Unutmayalım ki bu örgüt hâlâ milyarlarca dolara hükmediyor. İktidar ve muhalefet partisinin içerisinde, üniversitelerde, Ordu'da, yargıda hâlâ adamları var. Ben bu örgütün ne denli tehlikeli olduğunu, merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun dava duruşmalarını takip ederken daha iyi anladım. 2009 yılında Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopteri düşürüldüğünde, ( bu konuyu değerlendireceğim) kaza kırım ekibinde yer alan ve helikopterin kara kutusunu söken kişilerle, daha sonra 2016 yılında gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanına suikast girişiminde bulunanlar aynı şahıslar.