Deprem, Ak Parti ve seçimler

Kahramanmaraş merkezli depremlerin oluşturduğu maddi bilanço çok büyük oldu. Bu yükün altından kalkmak kolay değil. 50 bine yakın insanımızı kaybettik. Yaklaşık 2 milyon kişi evini terk etmek zorunda kaldı. Sadece Kahramanmaraş'tan çevre illere 400 bine yakın insan göç etti. Çoğu yurtlara yerleştirildi. 2 büyük depremin ardından artçılar devam ediyor. Hafif hasarlı binalar orta, orta hasarlılar ağır hasarlıya dönüştü. Vatandaş haklı olarak bu binalara girmek istemiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın depremin ilk birkaç gününde bazı gecikmeler yaşandığı yönündeki kabulü, bir erdemdir. Bu yönde helallik istemesi de, "depremin 11 ili vurmasından kaynaklanan bir otorite boşluğunun ikrarıdır." Düşmez kalkmaz yalnızca Allah'tır. Devlet baba hoşgörü sahibi olmalıdır. Çadır alamadım" diyen her depremzede hain değildir. Mesela ben de bir basın mensubu ve depremzede olmama rağmen ilk on gün, büyük mağdur olan ailem için çadır alamadım. Neyse... Bu tür sıkıntılar, büyük felaketlerin yaşandığı zamanlarda normaldir. Anormal olan birbirimizi anlamamamızdır. Deprem, kimlik ve din ayrımı yapmaz; sillesi ağırdır, önüne geleni ezer geçer. Şimdi birlik ve beraberlik zamanı. Uzun bir süreç var önümüzde. Depremzede için yapılacak konutlar en erken bir yılda teslim edilir. Bu demektir ki, afete maruz kalan bizler bir yıl dişimizi sıkacağız, zorluklara göğüs gereceğiz. Bu atmosferde seçime gidiyoruz. Geçim derdi ile seçim derdi çakıştığında, zor zamandan geçen vatandaşın talepleri göz ardı edilirse,