Kral Knud, Amerika ve Çin..

ABD ve Çin arasındaki "büyük güç rekabeti"nin bir savaşa yol açıp açmayacağına ilişkin sorular bir süredir gündemde. ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin bu ayın başlarında Tayvan'a yaptığı ziyaret sırasında gerilim bir hayli yükselmişti. Tayvan, Çin'in yumuşak karnı ve ABD ritmik bir şekilde Tayvan üzerinden Çin'i dürtüklemeye devam ediyor.Askeri analistler dünyanın en büyük iki ekonomisi ve en büyük iki askerî gücü arasında çıkacak bir savaşın tüm bölgeyi içine alacağı, kısa değil, uzun süreceği belirtiyorlar. ABD ve Çin aynı zamanda iki büyük nükleer güç. Analistler savaş durumunda iki gücün de kaybetmeyi göze alamayarak nükleer seçenekleri kullanabileceklerine dikkat çekiyorlar. Uzun yıllardır "Karşılıklı-Garantili Yıkım" teorisinin nükleer bir savaşı önleyeceği savunuluyordu. Kimi analistlere göre ABD ve Çin arasında çıkacak bir savaşta bu teori pek de geçerli olmayabilir. 21. Yüzyıl'da hem bir dünya savaşının, hem de nükleer bir savaşın mümkün olmadığını savunanların sesi, eskisine göre şimdi çok daha cılız çıkıyor. ABD Çin'i "varoluşsal" bir tehdit olarak gördüğüne, Çin'in de kendisini bu nitelemeye göre hazırladığı veya hazırlayacağı düşünüldüğüne göre "savaş" her zaman bir "ihtimal" olarak ortada duruyor. Bu bağlamda analistler daha çok Birinci Dünya Savaşı'na atıflarda bulunuyorlar. 1914 öncesinde Almanya ve İngiltere arasındaki emperyalist rekabetin bir dünya savaşına yol açacağını kimse pek düşünmüyordu. Başladığındaysa, savaşın kısa süreceği, yerel- bölgesel kalacağı bekleniyordu. Amerika'da Çin'in ABD ile savaşı göze almayacağını savunan stratejistler de var tabii. Edward Luttwak bu görüşü savunanların başında geliyor. Luttwak görüşlerini Temmuz ve Ağustos ayları arasında yayınladığı twitter mesajlarında dile getirdi. Luttwak'ın dayanağı, dünyanın en büyük nüfusunu barındıran Çin'in gıdada dışarıya bağımlı olması. Luttwak'a göre, yaptırımlar Rusya'yı aç bırakmaz, ama Çin'i aç bırakır. Bu da Çin'i savaşmaktan alıkoyar. Bu yüzden Luttwak, "Çin Halk Cumhuriyeti'nin söylediği hiçbir şey bizi caydıramaz" diyordu. Çin'in dünyanın açık ara 1 numaralı gıda ithal eden ülkesi olduğunu belirten Luttwak ayrıca Çin'in ABD, Kanada, Avustralya ve Avrupa Birliği ülkelerinden hayvan yemi ithal eden ülkeler arasında da ilk sırada yer aldığına dikkat çekiyor. Buna göre "G-7" yaptırımları Rusya'ya zarar veriyor, ancak kendi gıdası ve enerjisi olduğu için yaptırımlar Rusya'yı durdurmuyor. Luttwak bu avantajlara sahip olmayan Çin'in savaş senaryolarınıysa 'fantezi' ve 'blöf' olarak görüyor.Çin'in depolarında geniş miktarda pirinç olduğunu belirten Luttwak, "ancak pirinç protein değildir" diyordu. Çin'in yılda 150 milyon ton protein ithal ettiğini söyleyen Luttwak'a göre sadece G-7 yaptırımları Çin'in protein tedarikini ablukaya gerek duyulmaksızın kaynaktan kesebilir.