New York'taki sinagogda neler oluyor

ABD'nin New York şehrindeki "Chabad-Lubavitch sinagogu"nun altında kaçak tüneller inşa edildiği gerekçesiyle başlatılan denetim sırasında polisle Hasidik Yahudiler arasında şiddetli olaylar yaşanmıştı. Tünellerle ilgili olarak pek çok iddia var tabii ama bunlara girmeyeceğim. Chabad-Lubavitch, Amerikan Yahudileri arasında Mesihçi Yahudiliğin en aşırı kesimini temsil ediyor. ABD ve İsrail başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde kolları bulunan bu Yahudi tarikatının kuruluşunun tarihi 18. yüzyıla kadar uzanıyor. Temelleri Beyaz Rusya'da atılan tarikat adını Rusya'nın Smolensk bölgesinde küçük bir kasaba olan Lubavitch'den alıyor. Yahudi tarihçilerin verdiği bilgilere göre Chabad, 'bilgelik', 'anlayış' ve 'bilgi' için kullanılan İbranice kelimelerin ilk harflerinden oluşan bir kısaltma imiş. "Chabad"ın, tarikatin kurucusu olarak bilinen Haham Shneur Zalman'ın "Tanya" isimli kitabından esinlendiği söyleniyor.19. Yüzyılın ilk çeyreğinden 20. Yüzyılın başlarına kadar liderleri Lubavitch'de ikamet ettiği için tarikat bu adla anılıyor. 1927'de yeraltı Yahudi eğitimini organize ettiği için Sovyetler Birliği'nden kovularak Varşova'ya yerleşen tarikatin liderlerinden Joseph Yitzchak 1940'da Nazilerin şehri işgal etmeleri sebebiyle ABD'ye kaçmış. Yahudi tarihçilere göre Haham Joseph Yitzchak'ın Avrupa'dan ayrılması Lubavitch Mesihçi hareketinin doruk noktasını oluşturuyor.Tarikat Amerika'da Yoseph Yitzchak Schneersohn ve damadı Haham Menachem Mendel Schneerson tarafından yönetilmiş. Tarikatın önceki liderlikleri de yine haleflik yoluyla aile içinde oğullar veya damatlar tarafından yürütülmüş. Mendel Schneerson'ın 1994'te yerine bir halef tayin etmeden ölmesiyle birlikte tarikat tümüyle Mesihçi bir karakter kazanmış. Tarikat zamanla geleneksel Yahudi Mesihçiliğinin sınırlarının dışına çıkmış. Zira, New York'ta polis tarafından basılan sinagogda faaliyetlerini sürdürürken ölen Mendel Schneerson'ın takipçileri onun 'beklenen Mesih' olduğuna inanıyorlar. Bu inanış, diğer Yahudilerce kabul edilmiyor. Bazı Ortodoks hahamlar, bu tarikati 17. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun Selanik şehrinde zuhur eden ve etkisini Avrupa'daki Yahudiler üzerinde de gösteren Sabatay Sevi hareketine benzetiyorlar. Kendisini 'beklenen Mesih' olarak ilân eden Sabatay Sevi ana akım Yahudilerce sapkın olarak nitelenerek Osmanlı Sarayı'na şikâyet edilerek yargılanmıştı. Chabad-Lubavitch Mesihçiliği'ni takip edenlerin bir kısmı Mendel Schneerson'ın ölmediğini, zamanı geldiğince ortaya çıkacağına inanıyorlar. Schneerson'ın, yaşadığı dönemde Mesih olduğuna ilişkin görüşleri bazen reddettiği, bazen de sessiz kalarak kabullendiği söylenir. Karşıt Yahudilere göre Chabad Hasidikleri'nin tamamı Schneerson'ı 'mesih' olarak kabul ediyorlar ve bu görüşlerini