'İstisnaî ulus'un istisnaî gerçekleri..

ABD'nin "Buffalo" şehrindeki bir süpermarkette düzenlenen silâhlı saldırıda 10 kişi hayatını kaybetmişti. 10 gün sonra "Uvalde" kasabasında bir ilkokulda gerçekleştirilen saldırıdaysa 19'u çocuk 21 kişi katledildi. İlkinde kurbanlar "Siyahî Amerikalılar", ikincisindeyse "Latin-Hispanik Amerikalılar" idi. İlkinde saldırganın "Beyaz Irkçı" bir güdülenmeyle katliamı gerçekleştirdiği aşikâr, ikincisindeyse saldırganın hangi saiklerle hareket ettiği bilinmiyor. "Bireysel silâhlanma", Amerika'nın en yakıcı sorunlarından biri. Aslında sözde 'Amerikan Rüyası'nın sönümlenmesinin tezahürü olarak bile anlaşılabilir. Daha da kötüsü, Amerikan siyasetçilerinin on yıllardır devam eden böylesine can yakıcı ulusal bir sorunun çözümü konusunda anlaşamamaları. Katliamlara verilen siyasi tepkiler, kınamadan öteye geçemiyor.Amerikan halkının yarısından çoğu bireysel silâhlanmaya ciddi sınırlamalar getirilmesini istiyor. Amerikalıların çok önemli bir yüzdesiyse silâh sahibi olmayı neredeyse kutsuyor. "Cumhuriyetçiler" çoğunlukla silah yanlısı, "Demokratlar" ise çoğunlukla silâh kontrolünden yanalar. Yapılan araştırmalara göre, iki parti seçmenleri arasında silâh sahipliğine sınırlama getirilmesi konusunda kadınlar erkeklerden çok daha fazla duyarlılar. Ne var ki kitle hedefli saldırılar artmasına rağmen bireysel silâhlanmanın kısıtlanmasına yönelik girişimler Amerikan Kongresi'nin her iki kanadında duvarlara çarparak sonuçsuz kalmaya devam ediyor, yıllarca.Amerikan halkının silâh kontrolüne ilişkin taleplerinin siyaset kurumları tarafından yerine getirilememesi ciddi bir "demokrasi sorunu"na işaret ediyor. Başkan adayları halka birçok vaatlerde bulunuyor, seçildikten sonraysa çoğun ipe un seriyorlar. "Silâh lobisi" seçmenlerin taleplerinin bastırılmasında çoğun etkili oluyor. Amerikan siyasi elitlerinin ABD'yi "dünyada demokrasinin cephaneliği" olarak görmeleri bu durumda tuhaf kaçıyor elbet. Kezâ elitler Amerika'yı "İstisnai Ulus" diye niteliyorlar. İstisnacılık, Amerikan askeri müdahalelerinin de kılıfı oluyor. Bu yüzden ABD "Uluslararası Ceza Mahkemesi"nin yargı yetkisini de tanımıyor.'Amerikan istisnacılığı' silâh sahipliği konusunda da geçerli tabii. ABD, dünyada kişisel silâh sahipliği sıralamasında listenin başında yer alıyor. Yaklaşık 400 milyon silahtan söz ediliyor. ABD, silâhla gerçekleşen cinayet ve intiharlarda da ilk sırada. Cumhuriyetçiler'se kitle hedefli saldırıları daha çok ruhsal sağlık bozukluklarına bağlıyorlar. Yani silâh kontrolünün cinayetleri azaltmayacağını savunuyorlar. Yapılan araştırmalarsa, sıkı düzenlemeler getirilen ülkelerde silâhla işlenen cinayetlerin ve intiharların sayısında çok ciddi düşüşler olduğunu gösteriyor.Erkek seçmen tabanları ziyadesiyle silâh yanlısı olduğu için silâh sahipliğine kısıtlama getirilmemesi Cumhuriyetçiler