Bir bardak su, bir varil benzin!

Filistinli Arapların ezici çoğunlukta olduğu topraklar üzerinde cebren kurulan İsrail daha baştan itibaren "Büyük İsrail" peşinde oldu. Siyonist liderlerin başta İki Devletli çözüme eğimli görünmesinin amacıysa sadece zaman kazanmak ve askeri gücünü tahkim etmekti. Siyonistler nihai hedeflerinin tüm Filistin toprakları olduğunu hiçbir zaman inkar etmediler. Siyonist politikanın özü, Filistin devletin kuruluşunu her ne pahasına olursa olsun engellemek. ABD ve Batı yönetimleriyse iki devletli çözümden yanaymış gibi görünseler de Siyonist yerleşimcileri caydıracak ve Filistin devletini ilerletecek nitelikte bir eylemde bulunmadılar. Uluslararası hukuka göre işgal altındaki topraklar olarak ilan edilen Batı Şeria'da yasa dışı yerleşimlerden sadece Netanyahu hükümetleri sorumlu değil. Gelmiş geçmiş tüm Siyonist hükümetler Batı Şeria ve Kudüs'teki yasa dışı yerleşimlerin genişletilmesinde rol oynadılar. ABD ve Batı yönetimleriyse yasa dışı yerleşimler konusunda da ikiyüzlü politikalar yürüttüler. ABD'nin eski Dış İşleri Bakanlarından Henry Kissinger'ın Şili'nin askeri diktatörlük dönemiyle ilgili takip ettiği iki yüzlü politika Filistin için de geçerli. Kissinger Şili'de Salvador Allende'nin 1973'te askerî darbeyle devrilmesinde çok önemli rol oynamıştı. 9 Haziran 1976 tarihli "New York Times" gazetesiyse Kissinger'ın cunta lideri General Pinochet'yi insan hakları ihlallerinin ABD-Şili ilişkilerini zedeleyeceği yönünde uyardığını bildiriyordu. Aynı haberde insan haklarıyla ilgili düzeltmelerin yapılmaması durumunda ABD Kongresi'nin Şili'ye askeri yardımın yanı sıra tüm ekonomik yardımı keseceği yönündeki uyarılarda bulunduğuna da değiniliyordu. Oysa durum New York Times gazetesinin gösterdiğinden çok daha farklıydı. 2013'te gizliliği kaldırılan "ABD Ulusal Güvenlik Arşivi" belgelerine göre Kissinger Diktatör Pinochet'ye, "Bildiğiniz gibi Amerika Birleşik Devletleri olarak burada yapmaya çalıştığınız şeye sempati duyuyoruz. Size yardım etmek istiyoruz, zarar vermek değil. Allende'yi devirerek Batı'ya büyük bir hizmette bulundunuz" demişti. Yani Kissinger, Pinochet'ye kamuoyuna yapılan açıklamaları dikkate almamasını, işleri bildiği gibi götürmesini söylemişti. ABD'nin İsrail politikası çok daha fazlasıdır. İsrail'in suç listesi savaş suçları ve soykırım suçlarını ziyadesiyle içerisinde barındırıyor. Ne yaparsa yapsın, nasıl bir suç işlerse işlesin İsrail'e kayıtsız şartsız destek ABD dış politikasının vazgeçilmez unsurudur. Batı yönetimleri için de durum pek farklı değil. Bu devletler işgal altındaki Filistin topraklarındaki yasa dışı yerleşimleri sözde onaylamıyorlar. Halihazırda Batı Şeria'da 700 bin civarında Siyonist yerleşimci yaşıyor. ABD ve Batı'nın desteği olmasaydı, İsrail bunu yapabilir miydiKissinger türü bir politika izleyen Biden, binlercesinin ABD vatandaşı olduğu tahmin edilen Siyonist yerleşimcilerden