Suriye'de henüz BAAS rejimi çökmemişti.

Esed ülkesini terk edip kaçmamıştı. Ama sınırlarımızın hemen ötesinde Ayn el-Arab ve Kamışlı'daki PKK-YPG varlığına karşı bir operasyon yapılacağı konuşuluyordu. TUSAŞ saldırısından sonra operasyon beklentisi iyice artmıştı.

50 YILIN GELİŞMESİ

Bu sırada çok önemli bir gelişme yaşandı. Belki de son 50 yılın en önemli gelişmelerinden biriydi. 12 gün içinde önce Halep, derken Hama, Humus ardından da Şam muhaliflerin eline geçti. 61 yıllık BAAS rejimi çöktü, Esed kaçtı. Suriye yönetiminde artık Türkiye'nin desteklediği muhalifler vardı. Trump bile "Suriye'nin anahtarı Türkiye'nin elinde" dedi.

PKK'YA YÖNELİK OPERASYONLAR

Bu sırada Suriye Milli Ordusu, PKK-YPG'yi Münbiç ve Tel Rıfat'tan temizledi, Fırat'ın batısındaki PKK-YPG varlığına son verdi. Arap aşiretlerinin de desteğiyle Deyrizor, PKK-YPG'den alındı. Aynı hızla Rakka'ya yönelinmişti. Önce Rakka. ardından Ayn-el Arab ve Kamışlı'nın PKK-YPG'den temizlenmesi bekleniyordu. Farklı bir gelişme yaşandı, ufak çaplı operasyonlar yaşansa da frene basıldı. Şimdi herkesin kafasında bu soru işareti var. PKK-YPG'ye yönelik operasyonlar neden durdu

ARKA KAPI DİPLOMASİSİ

Bir süreliğine askeri operasyonlar yerini arka kapı diplomasisine bıraktı. ABD Dışişleri Bakanı Blinken, apar topar Ankara'ya geldi. MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Suriye ziyaretleri gerçekleşti.

YENİ KONSEPT

Yeni bir konsept ortaya çıktı. Bu konsept Ahmet eş-Şera liderliğindeki yeni Suriye yönetimi ile Türkiye'nin birlikte oluşturduğu bir konsept.

Peki bu konsept ne

Yeni Suriye yönetimi, silahlı gruplara silah bırakma çağrısı yaptı. Suriye toprakları üzerinde terör örgütlerine yer olmadığı açıklandı. Resmi bir Suriye ordusunun olacağı, silah bırakan grupların bunun içinde yer alacağı açıklandı. Silahlı gruplar yeni Suriye yönetimi ile anlaşmaya vardı. Silah bırakacaklarını açıkladılar.

PKK-REJİMLE İŞBİRLİĞİ YAPMIŞTI

Ama içlerinde PKK-YPG yoktu. Çünkü PKK-YPG onlardan ayrı hareket ediyor. Onlar, Esed rejimine karşı savaşan gruplardı. PKK-YPG ise Esed rejimi ile işbirliği yapıyordu. Ama yeni Suriye yönetiminin Suriye toprakları üzerindeki silahlı grupların silahlarını bırakma kararı onları da kapsıyordu.
PKK-YPG temsilcileri ile Suriye yönetimi arasında iki görüşme yapıldı. Bunun perde arkasını az sonra aktaracağım. Konuyu dağıtmadan Türkiye, Münbiç ve Tel Rıfat'tan sonra aynı hızla Ayn el-Arab ve Kamışlı'ya neden operasyon yapmadı sorusuna yanıt aramak istiyorum.

YENİ PLAN
1. Suriye'nin tamamını kucaklayan bütüncüklü bir plan yürütülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Bunun için çok kapsamlı çok boyutlu her adımı incelikle düşünülmüş bir politika yürütüyoruz" dedi. Suriye'de başta PKK-YPG olmak üzere silahlı grupların varlığına son verilecek.

2. Suriye'de resmi bir ordu olacak. Silahını bırakan gruplar bu ordunun ve iç güvenlikle ilgili olarak oluşturulacak birimlerin içinde yer alacaklar.

GÜÇ DENGESİ DEĞİŞTİ

3. 8 Aralık'taki devrimden sonra Suriye'de güç dengeleri değişti. PKK-YPG'nin Suriye topraklarındaki varlığını sağlayan uluslararası konjonktür yok. PKK-YPG'nin işbirliği yaptığı Esed rejimi çöktü. Destek aldığı Rusya ve İran, Suriye'den çekilmek durumunda kaldı. ABD'nin etkisi ise sınırlandı. Suriye'de güç dengesi Türkiye'nin lehine döndü.

4. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Biz Suriye'ye adım atmadık ama Suriye'yi evvelallah her yönüyle ele almak suretiyle şu andaki hale getirdik. Şu anda Suriye'de yeniden bir güneş doğuyor" dediği nokta.

BÜYÜK ÖLÇEKLİ PLAN

5. Bu gelişme karşısında Türkiye, Ayn el-Arab ve Kamışlı'ya operasyon yaparak terör örgütünü sınırlarımızdan 30-40 kilometrenin altına sürmek yerine daha köklü ve büyük ölçekli bir planı uygulamaya koydu. Buna sadece bu iki bölgeden değil Suriye'nin tamamından PKK-YPG'yi çıkarma stratejisi diyebiliriz. Bu biraz zaman alacak ama köklü bir çözüm olacak.

SAVAŞSIZ ZAFER

6. "En büyük zafer savaşsız elde edilen zaferdir" derler. Türkiye şimdi bunu uyguluyor. Bu plan biraz zaman alacak ama bu köklü bir çözüm olacak.

OPERASYON PLANI HAZIR