Selahattin Demirtaş'la ilgili gelişmeleri yazımın sonuna bırakmıştım ama ilk başta yazmak istedim.
Çünkü çok sıcak gelişmeler var. Meclis'te Cumhurbaşkanı Erdoğan grup toplantısının yapılacağı salona doğru ilerlerken önemli bir isimle Selahattin Demirtaş konusunu konuşuyorduk. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olumlu yönde bir açıklama yapacağı uyarısında bulununca daha çok dikkat kesildim. AK Parti grubuna girdiğimde gazeteciler Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a Selahattin Demirtaş'la ilgili sorular soruyorlardı. Adalet Bakanı hukuki çerçeveyi çok net bir şekilde çizdi. Grup toplantısı bitti. Muhabirler Demirtaş sorusunu sormak için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çıkışına yöneldiler. Erdoğan, "Bu ülke yargı ülkesi, yargı bu konuda ne derse ona uyarız" dedi. Erdoğan, Demirtaş'ın tahliyesi konusuna olumlu yaklaştı. Bahçeli de "Selahattin Demirtaş'ın tahliyesi hayırlı olur" demişti.
Haberin DevamıSelahattin Demirtaş'a yol gözüktü. Artık tahliye için sayılı günler kaldı. Selahattin Demirtaş, Terörsüz Türkiye sürecine önemli katkı sağladı. Demirtaş'ın tahliyesi de sürece olumlu katkı yapar.
ÖZGÜRLÜK PAKETİ
Bu vesile ile AK Parti içindeki bir arayıştan söz etmek isterim. AK Parti'de, "Yeni bir sayfa açalım. Sadece Selahattin Demirtaş'la yetinmeyelim. Bir özgürlük paketi gibi Osman Kavala dahil toplumun beklenti içinde olduğu isimlere de tahliye yolunu açalım. Böylece özgürlükçü bir rüzgâr estirelim" diye düşünenler var.
CUMHUR İTTİFAKI'NA ÇİFTE GÜVEN
Yoğun bir günüm olmasına rağmen Devlet Bahçeli'nin açıklamasından sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ne diyeceğini merak ettiğim için Meclis'e gidip AK Parti grubunu izledim.
Erdoğan gelmeden önce Meclis koridorlarından dış kapıdaki merdivenlere kadar AK Partililer uzun bir kuyruk oluşturmuştu.
BU ADAM SANA ÂŞIK
Erdoğan neredeyse her adımında durduruldu. Kimi fotoğraf çektirdi kimi derdini iletti. AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek'in yanındaki yaşlı bir teyze Cumhurbaşkanı'nın önünü kesti. "Ben seni çok seviyorum" dedi. Sonra koynundan eşinin fotoğrafını çıkardı, "Bu adamı tanıyor musun" diye sordu. Cumhurbaşkanı eğilip fotoğrafa bakarken, "Bu adam benim kocam sana âşık. Biz sana âşığız" dedi. Erdoğan, "Ben size âşığım" dedikten sonra yaşlı teyzeye sarıldı.
O sırada şunu düşündüm. Birkaç gün önce 3 Kasım'dı. Erdoğan'ın, "Bugünden sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diye çıktığı yolda 3 Kasım 2002 seçimlerini kazanıp, tek başına iktidar olmasının 23'üncü yıldönümüydü. AK Parti'nin 23 yıldır iktidarda kalmasının sırrı o teyze. Onun gibi karşılıksız sevenler. Bu millet Erdoğan'ı seviyor, Erdoğan da bu millete âşık. Bu millet geçmişte Menderes'i çok sevdi. Özal'ı sevdi. Ama Erdoğan'ı daha farklı seviyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da değindiği gibi 3 Kasım 2002 seçimleri, seçimlerden bir seçim olmadı. Halk devrimi oldu. 14 Mayıs 1950'de "Yeter söz milletindir" diyerek milletimizin kaderine el koyması gibi AK Parti ile birlikte, "Yeter söz de karar da milletindir" dedi.
BAHÇELİ'YE TEŞEKKÜR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk sözü de kürsüden inerken son sözü de Cumhur İttifakı üzerine oldu. Erdoğan konuşmasında 4 kez Bahçeli'ye referansta bulundu.
Erdoğan'ın ilk sözleri, "Bu vesileyle yaptığı tarihi değerlendirmelerle başta FETÖ'cü alçaklar olmak üzere müfsit ve müflis zihniyetin bütün oyunlarını deşifre eden, bununla kalmayıp kirli heveslerini kursaklarında bırakan Sayın Devlet Bahçeli'ye canı gönülden teşekkür ediyorum" oldu.

3