Öcalan'ın çağrısıne kadar etkili olacak
ÖCALAN'ın silahlı mücadele dönemi bittiğini, siyasi mücadele sürecinin başladığını ilan ettiği 21 Mart 2015 tarihindeki Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarındaydım.
Öcalan'ın mektubunu Pervin Buldan Kürtçe olarak, Sırrı Süreyya Önder ise Türkçe olarak okumuştu. Öcalan, "PKK'nın Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık 40 yıldır yürüttüğü silahlı mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uymak için bir kongre yapmasını gerekli ve tarihi görmekteyim. Kongremiz toplanıp yeni bir kongre başlatmalı" demişti.
Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan yine tarihi bir rol üstlendiler. İmralı'dan Öcalan'ın "Sayın Bahçeli'nin ve Sayın Erdoğan'ın güç verdiği yeni paradigmaya ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim" mesajını getirdiler.
1- GÜVENİLİR OLMAK
Yeni döneme ilişkin değerlendirmelere geçmeden önce bu tür süreçlerde neden Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan tercih ediliyor sorusuna değinmek istiyorum. Bu tür arabuluculuklarda güvenilir olmak önemlidir. Tüm tarafların üzerinde ittifak ettiği isim olmak değerlidir. Verilen, alınan, götürülen, getirilen mesajları doğru taşımak birinci şarttır. Sırrı Süreyya Öner ile Pervin Buldan bunları yapıyorlar. Ayrıca bu iki isim geçmiş süreçlerin de hem hafızası hem de kapalı kutusu.
Haberin Devamı2- SURİYE GERÇEKLİĞİ
Öcalan cezaevinde olmasına rağmen uluslararası konjonktürü iyi takip ediyor. Mektubundaki "Gazze ve Suriye'de yaşanan hadiseler göstermiştir ki dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hâl almıştır. Bunun ciddiyetiyle doğru orantılı bir çalışmayı başarıya ulaştırmak için muhalefetin de katkı ve önerileri değerlidir" vurgusu önemli.
3- MECLİS ZEMİNİ
Geçmişteki çözüm süreçlerine CHP katkı vermemişti. Ancak bu rolünü perdelemek için çözümün yeri Meclis tezini ortaya atmıştı. 22 Ekim'de Bahçeli'nin yaptığı açıklamada Meclis vurgusu vardı. Bahçeli, "Şayet teröristbaşının tecriti kaldırılırsa, gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini açıklasın" diye çağrı yapmıştı.
Öcalan da siyasi partilere çağrısında Meclis vurgusu yapıyor. "Sürecin başarısı için Türkiye'deki tüm siyasi partilerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır" diyor.
Haberin Devamı4- LİDERLERİ ZİYARET
Öcalan'la görüşmeden sonra Pervin Buldan bu yönde bir açıklama yaptı. "Yılbaşı ertesi siyasi partilerden randevu talep edeceğiz. Biz görüşmelerimizi gerçekleştirdikten sonra muhtemelen kısa bir süre sonra tekrar İmralı'ya gideceğiz" dedi.
5- DEM PARTİ NE YAPACAK
Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan'ın öncelikle kendi partileri DEM'le görüşmeleri gerekiyor. Çünkü Öcalan yeğeni Ömer Öcalan ile mesaj gönderdiğinde DEM Parti, Kandil'in yanında yer aldı. O zaman "Meğer PKK değil, Kandil silah bırakmak istemiyormuş" diye eleştirmiştim. 22 Ekim'den sonra başta Suriye'de olmak üzere yeni güç dengeleri ortaya çıktı. Öcalan inisiyatif almak için ikinci kez hamle yaparken; bakalım DEM Parti nerede yer alacak
Haberin Devamı6- KANDİL NE YAPACAK
Öcalan'ın çözüm sürecinde inisiyatif alma çabalarına karşın Kandil silah bırakmamakta direndi. Bir örgüt liderinin hayat sigortası, örgütünün sözünü dinlemesidir. Kandil her defasında Öcalan'ın hamlelerini boşa çıkardı. Kitlelerin karşısında "İmralı'nın iradesi irademizdir" demesine rağmen Öcalan'ı diri diri İmralı'ya gömecek kararlar aldı. Bakalım Devlet Bahçeli'nin "umut hakkı"ndan söz ettiği bir dönemde Kandil yine Öcalan'ın silah bırakma teklifini reddedecek mi
7- SURİYE KONJONKTÜRÜ
Geçmişteki çözüm sürecinde Öcalan üç merkeze bir mektup göndermişti. Biri Kandil, biri HDP, diğeri Avrupa'daki PKK yapılanmasıydı. Kandil o zaman Öcalan'a "Suriye'de yeni bir konjonktür ortaya çıktı. Cezaevinde olduğun için bunun farkında değilsin ama yeni konjonktür bize tarihi fırsatlar sunuyor" diye cevap vermişti.
Haberin Devamı8- KONJONKTÜR DEĞİŞTİ
Mektubun çerçevesini PKK'yla irtibatlı olan CIA ekibi belirlemişti. "Suriye'de size devlet kurduracağız" diye söz vermişlerdi. Pentagon ve Centcom, PKK-YPG'yi desteklediler. Amerikan devletinin bütçesinden her yıl 200 milyon dolar ayırdılar. Binlerce TIR silah ile Suriye'nin petrol gelirlerini PKK-YPG'ye bağladılar. Ama başaramadılar. Çünkü yeni bir Suriye gerçekliği var.