DEM Parti heyeti, İmralı'ya gitmek üzere çağrı yaptı. İmralı heyeti Mesut Barzani, Neçirvan Barzani ve Bafıl ile Kubat Talabani ile görüşmüştü. Heyet hem Barzanilerle hem Talabanilerle yaptıkları görüşmeyi aktaracak hem de Öcalan'dan son değerlendirmelerini alacak. Barzaniler güçlü bir şekilde Talabaniler ise makul bir yaklaşımla Öcalan'ın yapacağı çağrıyı destekliyorlar. Bu destekler Öcalan'ın elini güçlendireceği için önemli.

Öcalan'ın yapması beklenen çağrıyla ilgili takvim hızlandı. O nedenle DEM Parti heyetinin gecikmeden İmralı'ya gitmesi bekleniyor. Ardından Öcalan'ın açıklaması gelecek. Birkaç gün kaldı ama şubat sonu en geç mart başı olabilir deniliyor.

GÖRÜNTÜLÜ OLACAK MI

Çağrısının "kısa, açık ve net" olacağı söylenmişti. Ama henüz şekli net değil. Daha doğrusu ben netleştiremedim. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, görüntülü olamayacağını açıklamıştı. Kandil ipe un sermek istediği için şimdi de ikna edici olabilmesi için "Görüntülü olmalı" diyor. Kandil şart dikte ettirecek konumda değil. Önemli olan yapılacak olan çağrının akan kanın durmasına katkı sağlaması.

YOKSA ASKERİ SEÇENEK

Öcalan'ın çağrısının muhatabı devlet değil terör örgütü. Öcalan çağrı yaptığı halde Kandil ve Suriye'deki PKK-YPG yapılanması dinlemezse askeri seçenekler devreye girecek. Zaten operasyonlar kesintisiz olarak devam ediyor. Ama bu kez geniş çaplı askeri harekât yapılacak.

DEM NE YAPACAK

DEM Parti ve Avrupa kanadı çağrıya olumlu yaklaşırsa onların pozisyonları ayrı değerlendirilecek. DEM Parti, Kandil'i değil İmralı'yı seçerse siyasi olarak bağımsızlığına kavuşmuş olacak.

SAVAŞANLA SAVAŞBARIŞANLA BARIŞ

Bahçeli'nin DEM Parti heyetiyle yaptığı görüşmede ifade ettiği gibi "Savaşanla savaşırız, barış yapanla barışırız".

Son söz bir hafta içinde önemli gelişmeler yaşanacak.

KOMUTANLARA TEHDİT

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in korsan yemin hadisesi nedeniyle ihraç edilen teğmenlere sahip çıkmasına şaşırmadım. Özgür Özel'in 15 Temmuz'daki başarılı sınavının hakkını teslim etmekle birlikte; Metin Toker'in tanımıyla, CHP artı asker eşittir darbe geleneğinden geldiklerinin altını çizmek istedim. Ara rejimleri, darbeleri, cuntaları destekleyip askeri vesayetin bekçiliğini yapan bir siyasi gelenekten geliyorlar. 27 Mayısçılar ve 12 Martçılar CHP'de milletvekilliği, bakanlık ve cumhurbaşkanı adaylığı gibi önemli görevlere geldiler.

MECLİS KÜRSÜSÜNDENTEHDİT

O nedenle teğmenlerin arkasında durmalarına şaşırmadım ama Özgür Özel'in Meclis kürsüsünden Kara Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri Komutanlarını tehdit etmesini yadırgadım.

BU MİLLET DE SİZİ NOT EDER

Ekrem İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in ailesini hedef göstermişti. Özgür Özel ise şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komutanlarını tehdit etti."Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın kimin yerine geçmek istediğini, kimin kuyusunu kazdığını ve gayrinizami harp denebilecek bir psikolojik savaşla teğmenlerin ihracını nasıl kışkırttığını, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın nasıl, komutanının nasıl mobbing uyguladığını biliyorum. Silah arkadaşlarımdan duyuyorum. Günü gelince hesabını sormak üzere bir tarafa not ediyorum" dedi.

Özgür Bey, Meclis kürsüsü komutanların tehdit edileceği yer değildir. Bu millet de sizi not eder haberiniz olsun.

MİT'İN REYHANLI SALDIRISI OPERASYONU

19Ocak 1993 tarihiydi.

Başbakan Demirel'in Şam'da Hafız Esad'la görüşmesinde şöyle bir diyalog yaşandı.

Demirel, "Bakın... Ülkenizde bir terörist barınıyor. Himaye görüyor. Ve bu terörist, Türkiye'ye terör ihraç ediyor. Siz de buna razı oluyorsunuz. Bu yaptığınız komşuluğa, dostluğa, kardeşliğe, insanlığa, Müslümanlığa sığar mı" deyince, Hafız Esad itiraz etti. "Hayır. Bu söylediğiniz doğru değil. Ben teröristi himaye etmem. Suriye topraklarında böyle biri yok" dedi. Demirel elini cebine attı. Bir "kâğıt" çıkarıp Hafız Esad'a uzattı: "İşte teröristbaşının telefonu. Birisi telefon etsin. Karşısına Abdullah Öcalan çıkacaktır. Ve işte bu teröristin adresi. Suriye topraklarında" diye konuştu. Hafız Esad'ın yüzü asıldı. Demirel ısrar edince "kâğıdı" aldı. Açıp okudu. Sonra cebine koydu.

ÖCALAN'I BEKAA'YAYERLEŞTİRDİLER

12 Eylül darbesinden önce Öcalan, Türkiye'den çıkarıldı. Gizli yollardan götürüldüğü Suriye'de bir süre Afrin'de kaldı. Bugün PKK-YPG'nin başındaki Mazlum Kobani'nin ailesinin yanında kaldıktan sonra Bekaa Vadisi'nde kendisi için hazırlanan terör kamplarının başına geçirildi.
Bu operasyonu gerçekleştiren bizzat Hafız Esad'ın talimatıyla Suriye muhaberatıydı.