Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 1 Ekim'deki Meclis'i açılış konuşmasını, "CHP protesto etti, Erdoğan kucaklayıcı konuştu" başlığı ile paylaşmıştım.
Bu aslında yeni döneme ilişkin siyaset okumasıydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Meclis'in açılış resepsiyonunda CHP dışındaki tüm partilerin liderlerini etrafında toplayıp sohbet etmesi ise sadece bir fotoğraf karesi değildi. Yeni dönem Erdoğan siyasetinin resmiydi.
ÖZGÜR ÖZELSERTLİK YANLISI
Yeni dönemde iki siyaset tarzının mücadelesine tanık olacak. Yeni dönemde Özgür Özel'in gerilim siyaseti ile Erdoğan'ın kucaklayıcı siyasetinin çarpışmasını izleyeceğiz.
Özgür Özel, gelecek sene de aynı tavrı sürdüreceklerini açıkladı. Özgür Özel, her fırsatta gerecek. Erdoğan'ı ve AK Parti'yi protesto edecek.
KUCAKLAYICI SİYASET
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise her fırsatta kucaklayıcı ve kapsayıcı olacak. Muhalefet partilerinin tüm renklerini etrafında toplamaya çalışacak. Diyaloğu esas alacak. Erdoğan dün milletvekillerine yaptığı konuşmada bunun ipuçlarını verdi."Gerginlik siyasetinin, kutuplaşma siyasetinin, kamplaşma siyasetinin içinde asla olmadık, inşallah bundan sonra da olmayacağız. 86 milyonun her bir mensubunun hassasiyetini gözeten, kuşatıcı ve kucaklayıcı bir tasavvurla siyaset yapmaya devam edeceğiz" dedi.
Haberin DevamıBAKALIMKİM KAZANACAK
Erdoğan, yeni dönemde CHP'yi yalnızlaştırmak için mücadele edecek. CHP'yi vurdukça vuracak. Özgür Özel'i hedef aldıkça alacak. Özgür Özel'e "Kukla genel başkan" dedi. CHP ile diğer muhalefet partilerinin arasını açmaya özen gösterecek. CHP'yi muhalefette tek başına bırakmak için çalışacak.
Bakalım Erdoğan'ın kucaklayıcı siyaseti mi yoksa Özgür Özel'in sertlik siyaseti mi galip gelecek.
HEIDEGGER'İN KULÜBESİNDEN İSRAİL-HAMAS MÜZAKERELERİNE
MİT Başkanı İbrahim Kalın bunca yoğunluğu arasında "Heidegger'in Kulübesine Yolculuk" kitabını çıkardı. Kitabın arka kapağında ise kitabın hikâyesi yer alıyor.
"Bu kitabın hikâyesi yazarın Heidegger'in kulübesini ziyaret etmesiyle başlıyor" diye başlıyor.
"Kara ormanın eşsiz tabiatıyla bütünleşen bu kulübede yazar, Heidegger'le derin bir sohbete koyuluyor" diye devam ediyor. İbrahim Kalın, MİT Başkanı ama ondan öte önemli bir entelektüel. Özellikle felsefe konusunda derinleşmiş bir biliminsanı. Ama İbrahim Kalın'ı diğer felsefecilerden ayıran bir özellik, Batılı felsefecilerle Doğu'yu sentezlemeyi başarması. Kitapta bunun izlerini görmek mümkün. "Heidegger'le sohbetini kimi zaman Nesimi'nin, Yunus Emre'nin, Âşık Veysel'in meclisine davet ediyor".
Haberin DevamıBunu Doğu ile Batı'nın sentezi olarak yorumlayanlar olabilir, ama ben bunu Doğu ile Batı düşüncesi arasındaki yolculuk olarak görüyorum.
İBRAHİM KALINMASADA
Bu bir felsefe yazısı olmadığı için burada bir nokta koyup, Şarm El Şeyh'e uzanmak istiyorum. Çünkü İbrahim Kalın, Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes görüşmeleri için Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde.
Peki İbrahim Kalın'ın kitabından bu müzakerelere neden uzandım Çünkü bu aynı zamanda İbrahim Kalın'ın müzakere yöntemini gösteriyor. İbrahim Kalın sorunları tabandan başlayarak değil, tavandan, lider kadrolardan çözmeyi tercih eden bir müzakereci. Dikkat ederseniz Terörsüz Türkiye sürecini de bu yöntemle başlattı. Daha önceki çözüm süreçleri Oslo'da temsilcilerle ya da akil insanlar heyetleriyle tabandan başlatılmıştı.
Haberin DevamıHer müzakere aynı yöntemle yapılmaz. Ama İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la çalıştığı sürece birçok uluslararası sorun hakkında görüşmeler yönetti.