Berat Albayrak'ın kitabı ve gelecek perspektifi

"49 yıllık askerlik hayatımdan sonra Genelkurmay Başkanlığı'ndan emekli olurken devletim benden bir sayfa bir not bile istemedi" diye sitem etmişti Doğan Güreş. Terörle mücadelede en zor dönemlerde görev yapan bir genelkurmay başkanından rapor istenmemesi çok üzücü gelmişti.Genç yaşında Enerji Bakanlığı yapan, pandemi sürecinde Hazine ve Maliye Bakanı olarak Türk ekonomisine yön veren Berat Albayrak'ın, 'Burası Çok Önemli' isimli kitabını bu gözle okudum.Bir Türkiye ve dünya tasavvuru olan insanların birikimlerini gelecek nesillere aktarmasını hep takdir ettim. Bu tür çalışmaları tarihe bırakılmış notlar olarak değil, gelecek nesillere sunulmuş bir perspektif olarak gördüm.GELECEĞE DAİRBerat Albayrak da kitabında onu yapmış. "Hiçbir saldırıya, iddiaya, iftiraya cevap vermek için değil, siyasi bir polemiğe, tartışmaya kapı aralamak için değil, yüklendiğimiz yükün, talip olduğumuz idealin, verdiğimiz mücadelenin, hayata geçirdiklerimizin ne olduğunu merak edenlerle paylaşmak, bu dönüşümün ve yeni dönemin takipçisi olarak gençlerimize yapılanları birinci elden anlatmak için" bu kitabı yazdığını belirtiyor.Geleceğe ilişkin bir perspektif sunabilmek. Bu ülkenin en çok bu bakış açısına ihtiyacı var. Çünkü bu ülke kısır çekişmelerden çok çekti. Bu ülke cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, bakanlık gibi önemli görevlerde bulunduktan sonra koltuğu kaybettiği ilk gün hemen muhalefete geçenleri çok gördü.SADIK ALBAYRAK'INOĞLU OLMAKBerat Albayrak'ın kitabını okurken babası Sadık Albayrak'la ilgili bölümler ayrıca dikkatimi çekti. Çünkü Sadık Albayrak bu ülkede din ve vicdan hürriyeti konusunda bedeller ödemiş bir isimdir.Berat Albayrak kitabında "12 Eylül darbesi sonrası, babam yaklaşık bir yıl hapiste kaldı. Hiç unutmam, ayrılık acısı kadar 'Neden' sorusu da meşgul etmişti zihnimi! Birinin canına kastetmiş olamaz, hırsızlık yapmazdı! Fakat zaman içinde öğrendim ki mahkeme koridorları sadece suçluların değil, hak ve adalet arayanların, inandığı dava uğruna mücadele edenlerin de olduğu bir yerdi" diye anlatıyor o günlere ilişkin düşüncelerini.Elbette ki Sadık Albayrak gibi bir baba için bedel ödenir. O da ödemiş."Türkiye'nin en büyük holdinglerinden birine yaptığım başvuruda, denetim bölümüne alınacak iki kişi için yapılan son mülakata kaldım. Mülakatım yapıldı ve sonrasında pazartesi günü benimle sözleşme imzalanacağı söylendi. Fakat pazartesi günü gittiğimde yeni bir mülakat daha yapılacağını öğrendim. O görüşmede babamla ilgili sorular soruldu. Kısa bir mülakatın ardından benimle çalışmayacaklarını söylediler."ABD'YE GİDİŞ İnsanların hayatlarında kırılma noktaları vardır. O aşamalarda verilen doğru bir karar geleceğinizi belirlerken, atılacak yanlış bir adım hayat çizginizi başka yerlere sürükleyebilir. Gençlerin Berat Albayrak'ın kitabından çıkaracakları sonuçlar açısından bunu yazma ihtiyacı hissettim."2001 yazında işimden istifa ederek ABD'ye gitme kararı aldım. Az bir birikimim vardı. Üniversite yıllarında aldığım Fiat Uno arabayı satıp VW Polo almıştım. ABD'ye giderken onu da satarak kendime sermaye yaptım."ABD İZLENİMLERİİnsanın kendi geleceğine doğru yatırım yapması için gerekirse risk alması gerektiğine işaret ediyor Berat Albayrak. Peki ABD'ye ilişkin gözlemleri ne olmuş"Giderken gözümde büyüttüğüm bir Amerika vardı. Dünyanın merkezinde size kendinizi karınca gibi hissettiren, büyüklüğü ve gökdelenleri ile insanı ezen, sistemiyle her şeyi kontrol altına alan, ayak uyduramazsanız sizi yutan dev bir yapıydı. Fakat zaman içinde gördüm ki onları gözümüzde fazlasıyla büyütürken