Asgari ücret, memur ve emekli maaş zammı

Asgari Ücret Komisyonu cuma günü çalışmalarına başlayacak. Memur ve emeklilerin gözü ise yapılacak olan zamlarda.

Sıkı para politikası ve enflasyonla mücadelenin yükünü çeken asgari ücretli, emekli ve dar gelirliler, 2026 yılında iyi bir artış yapılmasını bekliyorlar. Geçen yıllarda yaşadıkları kayıpları ve katlandıkları fedakârlıkları dikkate alınca iyi bir artışı hak ettiklerini söyleyebilirim.

ÜLKENİN ÇİMENTOSUDUR

Enflasyon düşerken asgari ücretlilerin, emeklilerin ve memurların refah artışıyla birlikte bunu yaşamlarında hissetmeleri gerekiyor. AK Parti iktidarı, pandemi sürecinde dahi çalışanlarımızı mağdur etmemeye çalışmıştı. Enflasyon ve hayat pahalılığı hemen önlenemiyorsa en azından çalışanların bundan daha fazla etkilenmemesi için refah artışı sağlanmaya çalışmıştı. Asgari ücret, ortalama ücret haline geldi. Asgari ücretlilerimiz, emeklilerimiz, alın teriyle çalışanlarımız bu ülkenin çimentosudur.

SIVASIZ EVLER

Haberin Devamı

Şehitler o sıvasız evlerden çıkar. Onlar sıvasız evlerin sahipleridir. Şehit haberi geldiğinde, "vatan sağ olsun" derler. En çok onlar şükreder. En çok onlar çalışır. Sabahın erken saatlerinde otobüs kuyruklarında, dolmuş sıralarında yerini alıp, bir an önce işyerine ulaşmak için çırpınırlar. Geçinmek için bazen iki iş yapar ama yaz gelince deniz kenarında tatil yapacak imkânları olmaz. Çocuk okutur, oğlan evlendirir, kız gelin eder. Torun bakarlar. Devlete asker, millete hizmetkâr onların arasından çıkar. O nedenle maaşlarına yapılacak zammı en çok onlar hak eder. Göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalı, pijamalı şahıs diye küçümsenirler. Ama siyasi istikrarın güvencesidir. Ama bir de ders vermek, iktidarı uyarmak istediklerinde elleri ağırdır. Sandığa gittiklerinde deprem etkisi yaratırlar. 2024 yerel seçimlerinde görüldüğü gibi. O nedenle sesiz çoğunluğun sesidir.

Asgari ücret belirlenirken, memur ve emekli zamları tespit edilirken sadece rakamlara değil, bu sosyolojiye de dikkat edilmesi gerekir. Dilerim bu kez çalışanların yüzünü güldüren rakamlar çıkar.
SDG'YE KARŞI ASKERİ HAREKETLİLİK ARTTI
PKK'nın Suriye kolu olan SDG'nin kontrol ettiği bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hareketliliği artmaya başladı. 10 Mart'ta Şam yönetimi ile SDG arasında varılan anlaşmaya rağmen sahada herhangi bir ilerleme olmadı. SDG'ye yılsonuna kadar tanınan süre 21 gün sonra dolacak. Ama sahada en ufak bir gelişme yok. Tam aksine Mazlum Abdi, İsrail'i göreve davet ediyor. ABD'nin kendilerini desteklemeye devam etmesini talep ediyor. Yani hâlâ oyun peşinde. Terörsüz Türkiye sürecine olumsuz etki yapmaması için stratejik sabır uygulanıyor. Ama sabır taşı çatlamak üzere. SDG'nin müzakereler yoluyla Suriye yönetimine entegre olması yönündeki beklentiler azalıyor. Ankara ile Şam arasındaki koordinasyonda SDG'ye yönelik askeri operasyon eğilimi ağırlık kazanıyor. Genelkurmay Başkanı Org. Selçuk Bayraktaroğlu'nun Suriye temasları bu açıdan önemli bir gösterge. SDG'ye neden bu kadar uzun vadeli bir kredi tanındı

NEDEN

Haberin Devamı

1- ABD, geçmişte işbirliği yaptığı SDG'yi, ortada bırakmak istemedi.

2- Ancak Trump yönetimi SDG'nin, Suriye ordusuna entegre olmasını istedi. Centcom komutanı Cooper, Mazlum Abdi'ye, "Biz ilelebet burada olmayacağız. Şam'la anlaş" demişti. Mazlum Abdi iki kez Amerikan helikopterine bindirilip Şam'a getirildi. ABD Başkanı Trump, "Suriye'nin anahtarı Türkiye'nin elinde" dedi. Türkiye, ABD ile ortak perspektifin sonuç alması için çaba gösterdi. Ancak Kandil ve Mazlum Abdi bunları görmezden gelmeye devam etti. Amerikan atından inip, İsrail atına binmeye çalışıyorlar.

3- Türkiye, yürütülen "Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge" sürecinin zarar görmemesi için diplomasi ve müzakereye olanak tanıdı.

Haberin Devamı

2026'NIN İLK ÇEYREĞİ