Salgını ciddiye almak gerekiyor

Havalar soğuyana kadar hemen her gün korona salgını ile ilgili insanları korkutan açıklamalar yapılıyordu. Özellikle de salgının Omicron varyantının çok hızlı yayıldığı, bu yönü ile tehlikeli olduğu vurgulanıyordu. Ancak, tüm bu açıklamalara rağmen uygulamada gerekli titizlik gösterilmedi, gösterilmiyor. Kapalı alanlarda kalabalıklara karışmamak gerektiğine uygulamada gerekli titizlik gösterilmedi, gösterilmiyor. Kapalı alanlarda kalabalıklara karışmamak gerektiğine her fırsatta özellikle dikkat çekildi, hâlâ da çekiliyor ama sadece televizyon ekranlarına hemen her gün en az bir kapalı salon toplantısı yansıyor. Sinema salonları adeta salgına meydan okuma alanlarına dönüştü. Böyle olunca insan salgına alıştırılıyor mu diye düşünmeden edemiyor. Bu arada bir de yeni vizyona giren bir filmin ısrarlı bir şekilde TRT'den reklâmı yapılıyor. Sinemadan çıkan insanların ağlamaklı bir şekilde beğenilerini ifade etmeleri sanıyorum insanların salonları doldurmasında önemli bir rolü var. Hemen belirteyim ki, insanımızın sinema ve tiyatro gibi sanat etkinliklerinden kopmaması gerekiyor. Ancak, bunu yaparken hemen her gün tekrarlanan bazı açıklamaların geçersiz kılındığını unutmamak lazım. pushfn('ads'); Denebilir ki, sinema salonlarına koltuklar atlanarak seyirci alınıyor, yani salgından korunmaya çalışılıyor. Bu tam olarak uygulansa bile 1.5 saati aşkın kapalı bir alanda kalabalık halinde bulunulmasının salgının hızla yayılmasında etkili olacağı ya unutuluyor ya da uzmanların yaptığı açıklamalar ciddiye alınmıyor. Hâlbuki görüyor ve biliyoruz ki salgının hafife alınması mümkün değil. Dünyada salgın sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısı 6 milyona yaklaşıyor. Ülkemizde de hemen her gün salgın sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısı 150-200 civarında seyrediyor. Yani her gün salgından 150'den fazla insanımız vefat ediyor. Bunun önemsiz görülecek bir yanı olmadığını sanıyorum söylemeye bile gerek yok. Toplum olarak eğer ölmeyi bayılmak sanmıyorsak çok ciddi bir salgın ile karşı karşıyayız. Unutulmamalıdır ki, Çin'de bir ilde üç yeni vaka görüldüğünde milyonlarla ifade edilen nüfusa sahip bir il topyekûn karantinaya alınabiliyor, o ilin tüm nüfusu testten geçiriliyor. Yani, salgını ciddiyle almamız, açıklamaları her önüne gelenin yapmaması, yapılan açıklamaların da uygulanması hususunda titiz davranılması gerekiyor. Bir taraftan salgının tehlikesine dikkat çekilirken öbür