Kredilerin kata-yata gitmesine neden izin verdiniz

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati milletvekilleri, ekonomist, akademisyen ve iş dünyası temsilcilerine bilgi vermek amacıyla düzenlenen toplantıda, önümüzdeki süreçte kamu bankalarının sermayelerine hazineden kaynak aktarımı yapılacağını, böylece bu bankaların kredi imkânlarının genişletileceğini, Kredi Garanti Fonu (KGF) kredilerinin proje bazlı olarak uygulanacağını hatırlatarak, "Bugüne kadar KGF kredilerinin yüzde 70'inin yatırım yerine yata, kata ve dövize gittiğini gördük. Alınan kredi yatırımlara gidecek" diyor. Sanki ev sahibi olmak yatırım değilmiş gibi Yetkili makamdaki birinin bu sözleri insanı şaşırtıyor doğrusu. Çünkü bankaların şimdiye kadar yatırım için verdiği kredilerin yatırıma gitmediği belertiliyor. Hâlbuki sözünü ettiği dönem ve dağıtılan krediler de AK Parti iktidarı döneminde gerçekleşmişti. Hatta konut sektörünü canlandırmak için konut kredilerinde faizler düşürülmüş, böylece insanlar banka kredisi ile ev sahibi olmaya teşvik edilmişti. O günlerde alınan bu kredilerin ödeme zamanı geldiğinde yaşanacak sıkıntılara dikkat çekilmiş, insanları borca boğmanın netice itibariyle ekonominin düze çıkmayacağı ifade edilmişti. İşin garip tarafı çok geçmeden gelirinde bir artış olmadığı halde borçlanarak ev sahibi olmaya çalışan insanlar icralık olma durumuna gelmişler, işin acı tarafı aldıkları krediyi ödeyemedikleri için ev sahibi olamamış, bankalar adeta gayrimenkul zengini haline gelmişlerdir. pushfn('ads'); İşin bir başka boyutu ve Sayın Nebati'nin unuttuğu bir diğer yanı da verilen kredilerin yatırım yerine yata, kata ve dövize gitmiş ise iktidarda yine AK Parti yok muydu Niçin engellenmedi Kaldı ki, gayrimenkul piyasasının canlandırılmasının da o günün şartlarında önemli bir yeri vardı. Çünkü konut sektörü ekonominin pek çok yönünü ilgilendiriyor, konut sektörünün canlandırılması ekonominin canlandırılması anlamına geliyordu. Ne var ki, konut alımında verilen düşük faizli krediler konut sektöründe beklenen etkiyi yapamadığı gibi çok geçmeden bankalar batık kredilerle karşı karşıya kadılar. Hemen belirteyim ki, Sayın Nebati gibi ekonomist değilim. Ancak, çok yakın zaman önce medyaya yansıyan harbelerde bankalara kredi borcu olanların sayısının artığına dikkat çekiliyordu. Aslında insanımızın bankalara, banka ve kredi kartları yoluyla büyük bir bölümünün borçlu olduğu haberleri de bugünlerde medyada sık sık gündeme geliyor. Elbette ekonominin bugün içine yuvarlandığı darboğazın çeşitli sebepleri vardır ve buna çözüm bulmak için elden gelen çabanın gösterilmesi gerekiyor. Bunun içindir ki, sık sık yeni ekonomik kararlar alınıyor ve uygulamaya konuyor. Ancak, öyle anlaşılıyor