ABD'den Alacağımız Silahtan Hayır Gelmez

Medyaya yansıyan iki haber dikkat çekiciydi. İlk haber, " ABD'den F-16 için geri adım" başlığı altında yer alıyordu. Olaya sadece başlık açısından bakıldığında ABD, daha önce sergilediği küstahlıktan sanki vazgeçmiş görüntüsü çıkıyor. Hâlbuki yıllardan beri parasını verdiğimiz uçakları bir türlü teslim etmeyen, gelinen noktada bu işin daha fazla sürdürülmesi dünyada ABD küstahlığının hafızalara kazınmasına vesile olmuş, bir benzerinin kolay kolay yaşanmayacağı bir pazarlıkta sanki yanlıştan dönülmüş gibi görünse de bana göre ABD'nin normal bir alışveriş işini emir komuta zinciri içinde neticelendirmek ister görüntü vermesinin izah edilir bir tarafı yoktu. Bu bakımdan satacağı uçakların nerelerde kullanılamayacağı şartının dile getirilmiş olması aslında küstahlıktan da daha ağır bir kelime ile izah etmek gerekebilir ama uluslararası ilişkilerde gelinen noktada gücü elinde bulunduranların kuralları tek başlarına belirliyor olmaları, bu tür küstahlıkları kamufle ediyor. pushfn('ads'); Hatırlanacağı gibi ABD, ülkemizi cezalandırmak maksadıyla söz konusu silahları vermeyeceğini bildirmiş ve konu uzun süre uykuya terk edilmişti. Ancak parası ödenmiş uçakların teslim edilmemesi çağdaş eşkıyalık anlamına geldiği için ABD, ülkemize uçakları verebileceğini ancak Yunanistan ile YPG'ye karşı kullanılmaması şartı ile verebileceğini bildirmiş, bu ise ülkemiz tarafından haklı olarak sert bir tepki görmüştü. Kısacası uçakların teslimini şarta bağlamış olması ikinci bir küstahlık oldu. ABD söz konusu uçakları vermeyecek olursa başka ülkelerden tedariki yoluna gidileceği cevabı verilmişti. Çünkü bir ülke ürettiği uçak ve silahları her isteyene satmayabilir, satacağı ülkeleri seçebilir ama şu ülkeye kullanmayacaksın, özellikle yıllardan beri mücadele edilen bir terör örgütüne kullanmama şartı ileri sürme hakkı olamaz. Ancak günümüz dünyasında şartları gücü olanlar belirlediği için böyle bir şart koşma hakkını da ABD kendisinde görmüştü. Gelinen noktada her ne kadar bu şartlar tamamen ortadan kalkmış, uçakların ülkemize teslim edilmesi noktasına gelinmemiş olsa da Senato'da sözünü ettiğimiz şartların tasarıdan çıkartılmış olmasını doğru yolda atılmış bir adım olarak görmek yanlış olmayacaktır. Bundan sonrası için bu şartın tekrar gündeme gelmemesi önem kazanıyor. Bunu da zaman gösterecek. Herhangi bir kılıfa bürümeden şartların devreden çıkması önemli bir gelişme olarak nitelendirilebilir. Ancak aynı gün medyada, "Batı Trakya'da Yunan-ABD tatbikatı"! başlığı altında yer alan haber ABD'nin Yunan seviciliğinin bir göstergesiydi. Bir yandan Türkiye'ye satacağı uçakların nerelerde kullanılamayacağı şartını öne sürmüş bir ABD'nin aynı anda Yunanistan'da