Son zamanlarda Risale-i Nurla ilgili acayip yorumlar yapan bazı müçtehitçikler çıkmaya başladı. Bir cümleyi, bir kelimeyi eğip bükerek kendi hissiyatına uygun yorumları yapmaya çalışanları görmekteyiz. İslam'ın bir düsturu olan " Hakkın hatırı alidir hiç bir hatıra feda edilmez" hakikatini cevap niteliğinde yazmak ve söylemek zorundayız. Yoksa İslam dairesi içinde öyle menfezler açılır k,i kapatmak hayli zor olur. Birkaç gün evvel ABD'li bir yetkilinin PYD hakkında söylediklerini dile getirmiş, PKK veya PYD'nin karar alma yetkisinin olmadığını, ABD emretmeden kılını dahi kıpırdatamaz halde olduğunu arz etmeye çalışmıştım. Yakinen tanıdığım bir arkadaş bana telefon etti. Bu yazdığım herhalde birçoklarını rahatsız etmişti. Olabilir, amma konuları son derece insani ve İslami çerçeve içinde her yerde ve her zeminde mütalaa edebilirsek, birçok yanlışları birlikte izale edebiliriz. Şahsen buna açık olduğumu ifade etmek istiyorum, en aykırı fikirleri yalan söylemeden, iftira atmadan inatlaşma olmadan neden yapmayalım. Olabilir ki, bazıları bir konuyu yanlış anlar ve yorumlar, yeter ki yanlışta ısrar etmeyelim. İhtilaf olduğu anda ulemayı hakem tayin edelim ve hakem heyeti karşısında sohbet yapalım Buna her zaman varım. Kaçarsam namerdim. Konuyu anlatmaya çalışan o arkadaş şu iddiada bulundu. Mevcut olan sistem Kemalizm mi Evet dedim. Peki, şu anda hangi hükumet başta. AKP dedim. O zaman Kemalizm devam ettiğine göre bunlar da Kemalist değil mi
Evet, şu anda Kemalizm devam ediyor amma AKP, Kemalizm'i getirmedi ki, gelen her hükümet kendini aynı sistemin içinde buluyor, Erbakan da Kemalist miydi Bu sistemi babam da, dedem de kurmadı. Zorla bu milletin başına geçirdiler ve halen Anayasanın ilk maddesinin değiştirilmesi dahi teklif edilemez hükmü devam ediyor. Siyasi gücünüz olmazsa birçok değişikliği yapamazsınız. Hz. Peygamber bile Mekke döneminde toplum olarak güçsüzdü ve hicret etmek zorunda kaldı.
1982 Anayasa'sı yürürlüğe girmezden evvel nerede ise her gün ortalama otuz insanımızı kaybediyorduk. Millet bizar olmuştu, bir çıkış yolu arıyordu. Onun için ihtilali yapanlara destek oldu. Sırf o terör belasından kurtulmak için. Hâlbuki terörü hem derin devlet ve hem de PKK yapıyordu. Halkımız bu ayrıntıyı anlayacak durumda değildi. Çok az insan bu konuyu bilirdi amma, bunu halka anlatacak imkâna da o zaman sahip değildi.
Her ne ise arkadaşımız bir konuyu daha okudu bana. İnna ayteynanın sırrıydı bu. Sonunda şunu ekledi 20l3 yılında büyük bir deccalizm hareketini Üstad işaret buyurmuştu. Peki, nasıl yorumluyorsunuz dedim. Dedi ki bu hareket AKP hareketidir. Yahu AKP 2022 yılında iktidar olmuştu. Üstad bu tarihi işaret etmemişti. Öyle olsaydı üstad AKP'nin başa geldiği tarihi işaret ederdi. Hani insan bazen körleşir ya, siyasi melanet insanın ruhuna bulaşırsa hakikatin yolunu şaşırır. Kendi siyasetine muhalif olanların, birçok artılarını örter bazı eksilerini her şeyin üstüne çıkarır.
Peki, şimdi gelelim sadede 2013 yılında neler olmuştu. Dehşetli Masonlar ve onlara tabi olanlar bu Ülkede hükumeti devirmek ve yeniden Kemalizme güç vermek için bir eylem yaptılar. İngilizlerin BCC televizyonu bu hareketi yirmi dört saat kesintisiz olarak bütün dünyaya göstermek için servis yapmıştı. Peki, neydi o hareket İstanbul Taksim'de birkaç ağaç kesildi diye bunu bahane ederek binlerce insan eylem yaptı, başbakanlığı işgal etmek istediler ve Türkiye'ye büyük bir maliyet getiren GEZİ PARKI eylemini yaptılar. Ne demişti gezi parkını yapanlar, özetle Türkiye'nin kalkınmaması için hükümete adeta bir ültimatom vermişlerdi.